TMMOB Maden Mühendisleri Odası

ÜYELERİMİZE ÖNEMLİ DUYURU

Son gelişmeler üzerine İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği‘nde yaşanan ve tüm meslektaşlarımızı yakından ilgilendiren sorunlarla ilgili bazı konuları paylaşma ihtiyacı duyulmuştur.

Bilindiği gibi, İş Güvenliği Uzmanlığı konusunda düzenleme yapılan ilk yönetmelik olan ‘‘İş Güvenliği İle Görevli Mühendis veya Teknik Elemanların Görev, Yetki ve Sorumlulukları İle Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik‘‘ 20.01.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yönetmelikle, yaşanan iş kazalarını önlemek ve iş güvenliği alanındaki hizmetlerin daha sağlıklı verilmesinin amaçlandığı belirtilmiştir. Ancak, ilgili yönetmeliğin birçok maddesi Danıştay tarafından iptal edilmiştir.

İlgili karar sonrasında Bakanlık tarafından 15.08.2009 tarihinde ‘‘İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmelik‘‘ Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe konulmuştur. Söz konusu yönetmelik çerçevesinde iş güvenliği uzmanlarının görev, yetki ve sorumlulukları belirlenmiştir.

Yönetmelikler çıkmadan önce görüş ve önerilerimiz, Bakanlığa yazılı olarak iletilmesine karşın bu görüş ve öneriler dikkate alınmamıştır. Bu süreç içerisinde pek çok meslektaşımız yönetmelik gereği Çalışma Bakanlığının düzenlediği sınav ve eğitimlerden geçerek iş güvenliği uzmanı olma hakkını kazanmıştır. Bu belgeye güvenerek yeni bir iş ve düzen kurmuşlardır.

Söz konusu yönetmelik ile Çalışma Bakanlığı, mühendisleri adeta yok sayarak teknik elemanlara da ( tekniker, teknik öğretmen vb.) mühendislerin alması gereken yetki ve sorumlulukları vermiştir. Ayrıca, mühendislerden A grubu iş güvenliği uzmanı olmak için en az 8 yıl, B grubu için 5 yıl, C grubu için 3 yıl deneyim isterken, bakanlık elemanlarına sınavsız, eğitimsiz uzman olabilme hakkını sağlamıştır. Yine, Yönetmelikle üyelerimizin yüksek ücretlerle niteliği tartışılan eğitimler alması zorunlu kılınmıştır. Bunların sonucunda iş güvenliği alanında verilen hizmetlerin kalitesi ve denetimi ise yetersiz olmuştur.

Meslektaşlarımız, bu görevlerini özgürce yapamamış ve belli şirketlerin altında çalışmaya zorlanmıştır. Tüm bu gerekçelerle eksikliklerin düzeltilmesi için Çalışma Bakanlığı ile defalarca görüşülmüş ve yazışmalar yapılmıştır. Ama ne yazık ki bunların düzeltilmesi için olumlu bir adım atılmamıştır. Son çare olarak yargıya başvurularak hukuka aykırı maddelerin iptali istenmiştir. Ancak, Odamız tarafından belge almaya hak kazananların durumlarına yönelik herhangi bir dava açılmamıştır.

Odamız dışında birçok kurum ve kişi tarafından da iptali istenen Yönetmelik ile ilgili olarak açılan davalar sonucunda Danıştay tarafından Yönetmeliğin çeşitli maddelerinin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir. Bu kararlarda Bakanlığın hukuka uygun davranmadığı belirlenmiştir. Bu bağlamda meslektaşlarımızın aldıkları belgeler de iptal edilmiştir. Çünkü Bakanlığın o tarihte belge verme yetkisinin olmadığı vurgulanmıştır. Bakanlık yaptığı hatayı düzelteceği ve mağdur olanların mağduriyetini gidereceği yerde, dava açanları suçlamış ve hedef göstermiştir. Bakanlık, her yönetmelik değişikliğinde sanki inadına daha fazla yanlışı yönetmeliğe eklemiştir. Bunun üzerine hukuki itirazlar da devam etmiştir.

Meslek Odalarının amacı; üyelerinin haklarını korumak, mesleklerini sağlıklı yapabilecekleri ortamların oluşmasını sağlamaktır. Meslektaşlarının ve üyelerinin mağdur olmamaları için çalışmaktır. Bunlar yapılmaya çalışılmakta, fakat Bakanlık her seferinde inatla kendi doğrularını dayatmaktadır. Mahkeme kararlarını uygulamak ve yaptığı yanlışlardan dönmek yerine Odaların dava açtığını belirterek hedef göstermeye çalışmaktadır.

A sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı belgesi olan üyelerimizin mağduriyetinin giderilmesi için torba yasaya bir madde eklenmesi Odamız tarafından talep edilmiş ancak bu gerçekleşmemiştir, yine teknik ve daimi nezaretçilik yapan maden mühendislerine, yaptıkları işin gereği olarak iş güvenliğinden sorumlu tutulmaları ve hukuki sonuçlarını yaşamalarından dolayı çalıştığı yıl dikkate alınarak iş güvenliği uzmanlığı hakkının verilmesini istenilmiş, sorunun çözümü için Bakanlık yetkilileri defalarca ziyaret edilmiş ama şu ana kadar olumlu bir gelişme sağlanamamıştır. Bütün bu girişimlere rağmen haklı taleplerimizi kabul etmeyen Bakanlığın Odaları suçlamasını insafsızlık olarak değerlendiriyoruz.

Son olarak, 27.11.2010 tarihinde yürürlüğe konulan İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği ile ilgili son Danıştay‘ın kararı ile Yönetmeliğin Geçici 1 inci maddesinin ikinci cümlesi ile Geçici 3 üncü maddesi "iş güvenliği uzmanlığı" yönünden hukuka aykırı bulunmuş ve yürütmeleri durdurulmuştur.

İlgili kararla, 27.11.2010 tarihinden önce özel kurumlardan eğitim alarak yapılan sınava girip başarılı olarak iş güvenliği uzmanlığı belgesi almış olanların belgeleri geçerliğini yitirmiştir. Bu durum yine Bakanlığın mevzuatı hukuka uygun yapmayarak, mahkeme kararlarını geçersiz kılmaya yönelik düzenlemelerinden kaynaklanmaktadır. Ama Bakanlık yine dava açan kurumları suçlayarak bu husustaki yetersizliğini kapatmak istemektedir.

Şimdi gelinen noktada, tüm tarafların bir araya gelip anlaşarak uygun bir mevzuat hazırlama zorunluluğu bulunmaktadır. Bu konuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından randevu talep etmiş bulunmaktayız. Bize göre konunun kesin çözümü, İş Güvenliği Yasasının çıkarılmasından geçmektedir. Randevu talebimize olumlu yanıt geldiği taktirde bu yasa hakkındaki görüşlerimizi Bakanlık yetkililerine aktaracağız. Eğer yine de çözüm bulunamazsa üyelerimizin haklarını her durumda korumak durumundayız. Sizlerin önerileri doğrultusunda yapılacak çalışmaları belirleyecek ve uygulayacağız.

Sayın Üyemiz,

Oda yönetimi olarak, her konuda sizlerin hak ve menfaatlerini korumaya gayret ediyoruz. Bu düşüncelerle bu güne kadar verdiğiniz desteğin devam etmesini talep ediyor, birlikte yapacağımız çalışmalarla daha olumlu sonuçlar alacağımıza inanıyor, iyi çalışmalar diliyoruz.

YÖNETİM KURULU

Okunma Sayısı: 3652
Yayın Tarihi: 01.08.2011