TMMOB Maden Mühendisleri Odası

“ÜSTÜN KAMU YARARI” ADI ALTINDA DOĞAL VARLIKLARIMIZ YOK EDİLEMEZ!

“ÜSTÜN KAMU YARARI” ADI ALTINDA DOĞAL VARLIKLARIMIZ YOK EDİLEMEZ!

“ÜSTÜN KAMU YARARI” ADI ALTINDA DOĞAL VARLIKLARIMIZ YOK EDİLEMEZ!

 

Hukuki güvenceleri ve bilimsel değerlendirme süreçlerini işlevsiz kılan bu düzenleme hukuka aykırıdır.

 

13 Kasım 2025 tarihli ve 33076 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Maden İzinleri Kurulunun Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik”, 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 7. maddesi uyarınca zorunlu izinlerin ilgili kurumlarca verilmemesi hâlinde, IV. Grup madenler ile “stratejik” veya “kritik” madenler için Cumhurbaşkanlığı’nın doğrudan devreye girmesine olanak tanıyan yeni bir idari mekanizma oluşturmuştur.

 

Bu düzenleme; madencilik faaliyetlerine ilişkin izin sisteminin bütünlüğünü bozmakta, kurumlar arası denge ve denetim mekanizmalarını zayıflatmakta, “üstün kamu yararı” kavramını hukuki niteliğinden koparıp siyasal bir karar aracına dönüştürmektedir.

 

Hukuk Devleti ve Bilimsel Değerlendirme Mekanizmaları Devre Dışı Bırakılıyor

 

Bu düzenlemeyle çevreye, doğal varlıklara, ekosistem bütünlüğüne ve insan sağlığına uygun bulunmayan madencilik projeleri, kurul tarafından uygun görülmesi hâlinde faaliyete geçebilecektir. Böylece; izin vermeyen uzman kurumların yetkileri etkisizleşmekte, hukuka uygunluk denetimi zayıflatılmakta, “üstün kamu yararı” kavramı keyfi ve siyasal bir tercihe indirgenmektedir.

 

Oysa “üstün kamu yararı”; Anayasa’nın 56. maddesi, Çevre Kanunu, korunan alanlara ilişkin düzenlemeler, bilimsel çevresel etki değerlendirmeleri ve yargı kararları ile belirlenen objektif ve denetlenebilir bir kriterdir. Bu kavramın siyasal ve ekonomik çıkarlar için kullanılması, Anayasa’nın hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır.

 

Doğal Kaynaklarımız Rant ve Yandaş Politikalarına Açık Hale Getiriliyor

 

Bu yönetmeliğin uygulanması hâlinde:

  • Ülkemizin doğal kaynakları ranta dayalı madencilik anlayışının insafına bırakılacak,
  • Çevresel koruma mekanizmaları işlevsizleşecek,
  • Güvenilirliği tartışmalı kamu kurumlarının saygınlığı ve yetki alanları zedelenecek,
  • Madencilik izinlerinde bilimsel uzmanlık yerine siyasal karar süreçleri belirleyici olacaktır.

 

Bu durum; çevre hakkı, yaşam hakkı, sağlıklı çevrede yaşama hakkı ve doğal kaynakların korunması gibi anayasal yükümlülüklerin ihlali anlamına gelmektedir.

 

Kurul Üyelerinin Nitelikleri Belirsiz - Bilimsel ve Teknik Değerlendirme Şarttır

 

Kurulda hangi bakanlıkların temsil edileceği belirtilmiş olsa da üyelerin nitelikleri, uzmanlık düzeyleri ve bilimsel/teknik yeterlilikleri konusunda herhangi bir kriter getirilmemiştir.

 

Madencilik faaliyetleri; teknik uzman olan maden, jeoloji, çevre, hidrojeoloji, ekoloji, hukuk, şehir planlama ve iş güvenliği disiplinlerinin ortak değerlendirmesiyle karar alınması gereken yüksek riskli faaliyetlerdir. Bilimsel temelli işleyişin terk edilip kurulun siyasi bir onay mercii haline getirilmesi, kamu yararına uygun olmadığı gibi çevresel riskleri artırmaktadır.

Doğal Varlıklarımız "Üstün Yandaş Yararı" Uğruna Feda Edilemez

 

“Üstün kamu yararı” ve “ekonomiye katkı” gibi kavramların bilimsellikten uzak, sermaye odaklı bir anlayışla kullanılması kabul edilemez. Doğal varlıklar; kâr amacıyla tüketilecek ticari meta değil, gelecek kuşaklara devredilmesi gereken ortak yaşam alanlarıdır.

 

Çağrımız Açık ve Nettir:

Söz konusu yönetmelik derhal geri çekilmeli; çevreye duyarlı, bilim ve tekniğe uygun, eşitlikçi, kamu yararını önceleyen yeni ve kapsamlı bir Maden Kanunu çalışmasına başlanmalıdır.

 

 

TMMOB Maden Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu

18 Kasım 2025 – Ankara

 

Okunma Sayısı: 21
Yayın Tarihi: 18.11.2025