TÜRKİYE 29. ULUSLARARASI MADENCİLİK KONGRESİ VE SERGİSİ 11-14 KASIM 2025 TARİHLERİNDE ANTALYA'DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ.
Türkiye 29. Uluslararası Madencilik Kongresi ve Sergisi (IMCET 2025), 11–14 Kasım 2025 tarihleri arasında Antalya’da yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Bilimsel-teknik içeriği ve yüksek katılım düzeyiyle yalnızca Türkiye’nin değil, dünya madencilik sektörünün de önde gelen etkinlikleri arasında yer alan IMCET 2025, Oda Başkanımız Ayhan Yüksel’in açılış konuşması ile başladı.
Dört gün süren kongrede madencilik sektörünün güncel sorunları, yeni teknolojiler, sürdürülebilir madencilik uygulamaları ve uluslararası gelişmeler geniş bir perspektifle ele alındı. Yoğun katılımlı oturumlar, paneller ve sergi alanı ile sektör bileşenlerine kapsamlı bir paylaşım ortamı sunan IMCET 2025, başarıyla tamamlandı.
TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI AYHAN YÜKSEL'İN IMCET 2025 AÇILIŞ KONUŞMASI
Siyasi Partilerin Saygıdeğer Başkan ve Yöneticileri
Kongremizi Destekleyen Madencilik Sektörünü Kurum ve Kuruluşların Değerli Yöneticileri;
Kırk ülkeden, yüzlerce ve binlerce km uzaklıktan gelerek kongremize destek veren maden endüstrisi temsilcileri, sunacakları bilimsel çalışmalar ile maden mühendisliği bilim ve tekniğine ışık tutacak olan sektörümüzün değerli bilim insanları,
Sevgili Meslektaşlarım, Hanımefendiler, Beyefendiler ve basınımızın güzide temsilcileri;
Türkiye 29. Uluslararası Madencilik Kongresi ve Sergisi’ne (IMCET 2025) ülkemize ve Antalya’ya hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.
Hepinizi TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu ve şahsım adına saygıyla, sevgiyle ve dostlukla selamlıyorum.
Saygıdeğer Konuklar,
Sevgili Meslektaşlarım,
Konuşmama başlamadan önce dün ölümünün 87. Yılında saygıyla andığımız ülkemizin kurucusu büyük önder Mustafa kemal Atatürk’ü ve onun şahsında ulusal kurtuluş savaşımızda hayatını kaybeden mücadele arkadaşlarını saygıyla ve minnetle anıyorum.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası, kuruluşundan bu yana geçen yetmiş yılı aşkın sürede, madenciliği yalnızca ekonomik bir faaliyet olarak değil, bilimsel temele dayanan, toplumsal yarar gözeten bir üretim alanı olarak değerlendirmiştir. Bu anlayış doğrultusunda Odamız, madenciliğin tüm yönleriyle ele alındığı, bilgi ve deneyimlerin paylaşıldığı, ülkemizin ve dünyanın en köklü, en saygın ve en geniş katılımlı etkinliği olan Türkiye 29. Uluslararası Madencilik Kongresi ve Sergisi (IMCET 2025)’in düzenlenmesinden büyük bir onur duymaktadır.
Bu başarı hikayesini yaratan ekibin ve geleneğin bir parçası olmanın gururunu ve onurunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Saygıdeğer Delegeler;
Madencilik, yalnızca yer altındaki cevherin değil, bilgi, emek ve toplumsal sorumluluğun da üretildiği bir alandır. Maden mühendisi, daima teknolojik ve toplumsal gelişmenin insanı olmuştur ve olmaya devam edecektir. Bugün, sınırları içerisinde mineral kaynağı bulunup da madencilik faaliyeti yürütmeyen herhangi bir ülke Dünya üzerinde neredeyse yoktur.
Madencilik endüstrisi klasik gelenekselleşmiş maden üretim ve zenginleştirme işlemlerini; gelişen çevre, teknoloji ve çalışma yaşamı bilincine uyumlu bir biçimde ele alması gerektiği bir süreçten geçtiğimizi düşünmekteyiz.
Madencilik faaliyetleri çevre; üretim, atık; çalışma yaşamında ücret, beslenme, barınma ve iş kazaları; üretime bağlı ekonomi büyüklüğünün sahiplerine sağladığı ekonomik avantajlar; çevre, teknoloji ve çalışma koşullarında yaşanan olumsuz gelişmeler madenciliğin yapılıp yapılmaması konusunda toplumun duyarlı kesimlerini harekete geçirmektedir. Dolayısıyla madencilik endüstrisi bunlardan etkilenmekte ve zarar görmektedir. Maden rezervleri tükenebilir ve gelecek kuşakların da hakkı olan emtiadır. Sadece kara dayalı klasik gelenekselleşmiş maden üretimi anlayışı yerine; madencilik bilim ve tekniği ile planlı bir biçimde üretimlerinin sağlanmasının oluşan sorunları hafifleteceği kanısındayız.
Gelişmiş ya da gelişmekte olan pek çok ülkede zenginlik yaratmaya devam eden madencilik endüstrisinin tarihinde olduğu gibi günümüzde de insan yaşamı, iş kazaları, çevre ve elde edilen gelirin paylaşımına ilişkin sayısız olumsuz örnek bulunmaktadır.
IMCET 2025 bu olumsuzlukların nedenlerini tespit edecek, çözüm önerileri geliştirecek biz maden mühendisleri, bilim insanları ve uzmanları bir araya getirmektedir. IMCET 2025 madencilik sektörünün tüm taraflarının bir araya geldiği, teknolojik ve bilimsel gelişmelerin tartışıldığı, maden mühendisleri arasında dayanışmanın geliştirildiği bir okul, bir gelenek ve bir markadır.
Saygıdeğer Konuklar,
Sevgili Meslektaşlarım,
Günümüzde, Dünya üzerindeki 200’e yakın ülkeden 165’inde madencilik üretimi yapılmaktadır. Bunlardan 85’inde demir ve demir alaşımları, 95’inde demir dışı metaller, 87’sinde değerli metaller, 135’inde endüstriyel hammaddeler ve 118’inde ise enerji hammaddeleri üretilmektedir.
Küresel madencilik üretiminin parasal karşılığı 3,6 trilyon ABD Doları düzeyindedir. Aynı yılda küresel Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla büyüklüğünün yaklaşık 80 trilyon ABD Doları seviyesinde olduğu dikkate alındığında, madencilik faaliyetlerinin küresel ekonomi içerisindeki ağırlığı doğrudan yüzde 4,5 civarında olduğu açıkça görülmektedir.
Ülkemiz maden üretimi yaklaşık 800 milyon ton olup, bunun %75’ini kalker, kumtaşı ya da mermer gibi inşaat sektörüne yönelik hammaddeler oluşturmaktadır. Bunlardan kalker, tek başına Türkiye madencilik üretiminin miktar olarak %60’ına karşılık gelmektedir. İnşaat hammaddelerini -çok büyük kısmı linyit üretimi olmak üzere- %11 ile enerji hammaddeleri ve %10,5 ile endüstriyel hammaddeler izlemektedir. Ülkemiz madenciliğinin GSMH payı yılladır yüzde birler seviyesinde olup yaklaşık 6 milyar ABD doları civarındadır.
Metalik madenlerin toplam madencilik üretimi içindeki payı %3,5 düzeyindedir. Türkiye madencilik üretimi büyük ölçüde inşaat sektörüne hammadde sağlamaya yönelik yapılmakta olup, bu haliyle “yükte ağır pahada hafif” maddelerin üretimine yönelmiştir. Krom dışındaki metalik madenlerin ya da değerli metallerin üretimleri ise -küresel üretimlerle karşılaştırıldığında- oldukça düşük kalmaktadır.
İnşaat ekonomisine dayalı madenciliğin ülkenin kalkınmasına e toplumsal refahın artmasına olumlu katkısı oldukça sınırlı olacaktır. Olması gereken gelişmiş teknolojik sanayi ile entegre madencilik faaliyetleridir.
Saygıdeğer Konuklar,
Sevgili Meslektaşlarım,
Madencilik sektörü doğası ve koşulları gereği uzun vadeli politikaların ve planlamaların uygulanması gerekli bir sektördür. Bu politikaların bir ayağı olan maden mevzuatı torba yasalar ile değiştirilerek amacına hizmet edemeyecek bir hale gelmiştir. Bu nedenlerden dolayı ülkemiz maden mevzuatı 3213 sayılı Maden Kanunu madencilik endüstrisinin ihtiyaçlarını karşılayacak bir biçimde ilgili kesimlerle ele alınıp; toplumun tüm kesimlerinin mutabakatının sağlanarak çıkarılması gerekmektedir.
Başta Maden Kanunu olmak üzere tüm kanunların temeli ve dayanağı Anayasa’dır. Anayasalar da kanunlar gibi tartışılır olsa da Anayasal düzen tartışılmazdır. Anayasal düzen yaşamımızın ve mesleğimizin en temel güvencesidir.
Anayasal düzenin olmadığı yerde hukuk olmaz, adalet olmaz barış olmaz, üretim olmaz, madencilik olmaz, bilim olmaz.
Anayasal düzene sahip çıkmak hepimizin insani ve mesleki görevidir.
Saygıdeğer Delegeler
Değerli Konuklar
Yaşadığımız yüz yıl teknolojik gelişmelerin çok hızlı yaşandığı, çevresel sorunların gündeme geldiği bir süreçtir. Yaşanan bu süreçte stratejik hammaddelerin önemi dünya ve ülkemiz ölçeğinde artmıştır. Bununla birlikte fosil yakıtların dünya ölçeğinde tartışılmaya başlaması ve alternatiflerinin geliştirilmesi nedeniyle terk edilmeye başlanmış olması sahip olduğumuz başta nadir toprak elementleri olmak üzere stratejik ve kritik hammadleler üzerinden ülkemiz madenciliğinde yeni planlamaların yapılmasına ihtiyaç bulunmaktadır.
Ülkemizin giderek derinleşen ekonomik krizinin baş aktörü dışa bağımlı enerji politikaları olduğu bir gerçektir. 1990 lı yıllardan beri ihmal edilmiş olan yerli kaynaklara dayalı enerji politikaları ve özellikle kömürlerimizin adeta yok sayılmaları bugün ortaya çıkan acı tablonun başlıca sebeplerindendir.
Salgın ve son ekonomik krizin dünya ekonomisini sürüklediği durgunluk halen aşılamamıştır. Ülkemizde de enerji hammaddelerinde yaşanan tedarik sıkıntıları enerji üretiminin ne kadar stratejik bir öneme sahip olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Kongremizde; bu krizlerden çıkma yolları araştırılıp tartışılırken yerli kaynaklarımızın nasıl değerlendirilebileceği tüm ayrıntıları ile ortaya konacaktır. Yine bu manada enerji dönüşüm minerallerinin (lityum, cobalt, v.b.) Türkiye’deki durumu, ARGE çalışmalarının önemi ve geliştirilmesi ve bu konularda izlenmesi gereken yol ve yöntemler kongrede tüm yönleri ile irdelenecektir.
Yaşanmakta olan ve her gün derinleşen kriz ortamında kongremizin getireceği çözüm önerilerinin dünyanın ve ülkemizin krizden çıkış yolları için son derece önemli olacağını düşünüyorum.
Saygıdeğer Delegeler,
Başta Gazze olmak üzere içinde bulunduğumuz coğrafyada ve dünyanın pek çok yerinde savaşlar ve çatışmalı ortamlar yıllardır sürmektedir. Dünyanın neresinde ve hangi nedenle yaşanırsa yaşansın masum sivillerin ölümüne neden olan katliamların sorumlularını kınıyor, lanetliyor ve her koşulda barış talebimizi yineliyoruz
Dünyanın ve onun bir parçası olan biz maden mühendislerinin özlemi, barış içerisinde yaşayabileceğimiz, evrensel hukuk normlarını ilke edinmiş, insan haklarına ve hukuka saygılı mutlu bir ülke ve dünyada yaşamaktır.
Bu özlemle TMMOB Maden Mühendisleri Odası olarak savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı savunmaya devam edeceğiz.
Saygıdeğer Konuklar,
Sevgili Meslektaşlarım,
Kongremize katkı sağlayan ve sergiye katılarak yurt içi ve yurtdışında sektördeki teknolojik gelişmeleri tüm sektör bileşenleriyle paylaşan imalatçı ve hizmet sağlayıcılarının madenciliğimize olumlu katkıları dün olduğu gibi bugün de devam etmektedir.
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Kongremize katılan çağrılı konuşmacılar, değerli akademisyenler ve bildiri hazırlayarak bunları katılımcılarla paylaşıp önemli bilimsel tartışma ve gelişmeleri sağlayan meslektaşlarımızın üretim sürecinin geliştirilmesine katkıları son derece değerlidir.
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Kongremizin hazırlanmasında iki yıla yakın bir süreyle çalışmaları bıkmadan özveriyle yerine getiren Yürütme Kurulu başkan ve üyelerine,
TMMOB Maden Mühendisleri Odası’nın genel merkez ve şube yönetim kurulu ve diğer organları ile birlikte tüm çalışma arkadaşlarımıza ve siz değerli delegelerimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Kongremizin madenciliğimize ve ülkemize ışık tutması dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ayhan YÜKSEL
TMMOB Maden Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı
11 Kasım 2025, Antalya/Türkiye