TMMOB Maden Mühendisleri Odası

Soma Havzası Linyit Rezervlerinin Enerjide Kullanımı Semineri Tamamlandı.

Soma Havzası Linyit Rezervlerinin Enerjide Kullanımı Semineri Tamamlandı.

16-18 Nisan 2009 tarihlerinde Odamız sekretaryasında TMMOB Maden, Makina, Elektrik ve Kimya Mühendisleri Odalarının ortak çalışmasıyla Somada 16 - 18 Nisan 2009 tarihlerinde düzenlenen "Soma Havzası Linyit Rezervlerinin Enerjide Kullanımı" konulu seminer ELİ Sosyal Tesislerinde yaklaşık 150 kişilik bir katılımla gerçekleştirildi. Seminerin açılışında Manisa Valisi Celalettin Güvenç, Soma Kaymakamı Abdülkadir Karataş, Soma Belediye Başkanı Hasan Ergene, Maden - İş Sendikası Genel Sekreteri Vedat Ünal, SEAŞ Genel Müdürü Halil Çıtak, ELİ Müessese Müdürü Hakkı Duran, Maden Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Muhammet Yıldız ve Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu İkinci Başkanı Berna Vatan birer konuşma yaptılar.

Düzenleme Kurulu adına konuşan Berna Vatan özetle ülkemizde uygulanan politikalar sonucunda başta eğitim ve sağlık olmak üzere enerjiden ulaşıma, madenlerden, içtiğimiz sudan, soluduğumuz havaya kadar tüm yaşamsal alanlarımız kar amacıyla satılmakta, kelimenin tam anlamıyla tüketildiğini belirterek, bugüne kadar madencilik sektöründe, özelleştirilme çalışmalardan sektörün gelişmesine yönelik olumlu bir sonuç alınamadığını, sektörün dinamizmi açısından son derece önemli işlevler gören kamu kuruluşlarının da yatırım yapılmamak suretiyle küçültüldüğünü veya kapatıldığını belirtmiştir. Yıllardan beri bu ülkeye katma değer sağlayan, ülke kalkınmasında motor görevi gören bu kuruluşların topluma bir yük gibi yansıtıldığını ve hızla yapılan özelleştirmeler sonucunda geriye sadece TKİ, TTK ETİMADEN gibi kuruluşlar kaldığını, onlarında portföye alınacağını bugünlerde Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca dillendirilmeye başlandığını ifade etmiştir. Kapitalist küreselleşme döneminde ülkemize biçilen rol gereği dayatılan kamunun küçülmesi, özelleştirme ve üretimden vazgeçilmesi politikaları ile devletin madencilik alanından çekilmesi ve daha çok yabancı sermayenin kontrolünde bir üretimin şekillenmesine yönelik düzenlemelerden madencilik kurumlarının da payına düşeni aldığını bu Kurumların kuruluş amacı ve işlevi göz ardı edilerek, kapatılma, taşeronlaştırma ve özelleştirme gibi uygulamalar gündeme getirildiğini belirtmiştir.  Kendi kömür kaynaklarımızı değerlendiremezken ithal kömüre dayalı santrallere izin verilmesinin de yanlış politikaların acı sonuçları olduğuna işaret eden Berna Vatan, Dünyanın enerji kaynakları rezervlerinin hızla tükendiği yeni bin yılda, artan nüfus ve buna bağlı olarak büyüyen enerji gereksinimi, yeni enerji kaynaklarından yararlanmayı gerekli kılarken, kömür kullanımında da artış görüldüğünü söylemiştir. Kömürün, dünyada yaygın olarak bulunması ve bilinen rezervlerinin 180 yıl belirlenen ömre sahip oluşu ve bu sürenin de diğer fosil yakıtlarının ömründen daha uzun oluşu nedeniyle, günümüzde en güvenilir enerji kaynağı olarak kabul edildiğini, Ülkemizin enerjide büyük ölçüde dışa bağımlı olduğunu, Bugün gelinen nokta da bu bağımlılığın % 70 seviyelerini de aştığını ve bunu azaltmanın yolunun ülkemizin en önemli  enerji hammaddesi olan kömürü  arz güvenliğini de dikkate alarak öncelikli ve maksimum ölçüde kullanmaktan geçtiğini belirtmiştir.

Türkiye ekonomisinin bütün sektörlerindeki enerji verimliliği potansiyeli değerlendirilmeden, kömür potansiyelini dikkate almak yerine abartılmış enerji talebi öngörüleriyle dışa bağımlılığımızı gerek yakıt gerekse teknolojisiyle daha da arttıracak olan doğalgaz ve nükleer enerji gibi yatırımlara ısrarla ve hızla yönelinmesinin oldukça  düşündürücü olduğunu, Ülkemizdeki kömür rezervinin toplam 10 milyar tonun üzerinde olup, ülkemizin enerji ihtiyacının önemli bir kısmına cevap verebilecek büyüklükte olduğunu belirtmiştir.

Soma havzasının, 600 milyon ton görünür rezerv ve yıllık 10 milyon ton üretim miktarı 4000 - 6000 Kcal/kg ortalama AID ile başta Manisa ili Soma ilçesi olmak üzere Türkiye ekonomisine önemli miktarda katma değer yarattığını, toplam 1034 MW gücündeki Soma Termik santralarına yakıt temin ettiğini, sanayi ve ısınma sektörü taleplerini karşıladığını belirterek madenlerimizin kaynak kaybına neden olmadan rasyonel olarak değerlendirilmesi için havza madenciliğine önem verilmesini ve mevcut kaynağın tamamının  değerlendirilecek şekilde planlamalar yapılması gereğini vurgulamıştır.

Seminerde iki gün süreyle "Dünyada ve Türkiye‘de Enerji ve Kömürün Görünümü, Emisyonlar ve Projeksiyonlar", "Türkiye Linyit Rezervleri ve Enerjide Kullanımı", "İş Güvenliği Mevzuatı ve Soma Havzası İş Kazalarına Genel Bakış", "Soma Havzası Kömür Rezervlerinde Yeraltı Madenciliğinin ve Rödevanslı Saha Çalışmalarının Son Durumu", "Soma Havzasında Kömür Rezervleri ve Açık ocak Madenciliğinin Geleceği", Soma Kömür ve Kömür Gazı projesi: Derinlerde kömür ortamının karakterizasyonu, kömür gazı potansiyeli ve CO2 bertarafı için ortam koşulları", "Türkiye‘nin Enerji Görünümü", "Soma Termik Santralinin Dünü ve Bugünü"," Akışkan Yataklı Santraller - Çan Örneği", "Türkiye‘de Termik Santrallerin Durumu Soma Linyitlerinin Türkiye Enterkonnekte Sistemindeki Yeri ve Önemi", "Çevreyle uyumlu ve sürdürülebilir bir kömüre dayalı termik enerji üretimi için CO2‘ nin tutulması, depolanması (CCS) ve diğer alternatifler", " TUBİTAK MAM Enerji Enstitüsünde Kurulu 450 Kwth Kapasiteli Akışkan Yatak Gazlaştırma / Yakma Sistemi ve İlk Sonuçlar", Soma Santrallarının Mevcut Durumu ve Planlamalar" konulu bildiriler tartışılmış ve "Soma Linyit Rezervlerinin Enerjide Kullanımında Sorunlar Çözüm Önerileri" konulu da bir de panel düzenlenmiştir.

18 Nisan 2009 Cumartesi günü de Deniş üretim sahasına ve  Soma santrallerine geziler gerçekleştirilmiştir. Maden Mühendisleri Odası olarak söz konusu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese ve desteklerinden ötürü TKİ, EÜAŞ ve SEAŞ Genel Müdürlükleri ile TKİ - ELİ Müessese Müdürlüğüne ve özel sektör üreticilerine teşekkür ediyoruz.

Söz konusu etkinlikte yapılan sunumlara ekli dosyalar bölümünden ulaşabilirsiniz.

Okunma Sayısı: 2280
Yayın Tarihi: 20.04.2009
Fotoğraf Galerisi
Dosyalar