TMMOB Maden Mühendisleri Odası

MMO `Soma Faciası Ön Raporu`nu açıkladı

MMO `Soma Faciası Ön Raporu`nu açıkladı

 ANKARA (DİHA) - MMO Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan "Soma Faciası Ön Raporu" açıklandı. Raporda, gerekli bilimsel belgelere ulaşılamadığı ve ocakta hala yangının devam etmesini nedeniyle yerinde tespitin yapılamadığı için, facianın hala tüm yönleriyle aydınlatılamadığının altı çizildi. Raporda, 301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma faciasının ana sorumluları olarak, Soma A.Ş, TKİ, MİGEM ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve madende örgütlü sendika gösterildi.

Maden Mühendisleri Odası‘nın (MMO) Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan "Soma Faciası Ön Raporu" oda genel merkezinde yapılan basın toplantısıyla açıklandı. 301 maden işçisinin yaşamını yitirdiği Soma faciasına dair raporu, oda yöneticilerinin de katıldığı toplantıda, MMO Genel Başkanı Ayhan Yüksel okudu. Facianın oluş şekli, nedenleri, facianın sorumlularına ve alınması gereken önlemlere ilişkin değerlendirmelerin bulunduğu raporda, odanın araştırmalarını yürütebilmesi için gerekli olan "Patlama kayıtları", "Acil durum planı", "Risk değerlendirme çalışmaları" ve "Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MiGEM) denetleme raporları" gibi belgelerin, Soma Cumhuriyet Başsavcılığı, Soma Kömür A.Ş, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) ve ilgili kurumlardan talep edildiği ancak, belgelerin odaya verilmediği belirtildi.

Olay hala tüm yönleriyle aydınlatılmadı

Gerekli bilimsel belgelere ulaşamadıkları için facianın oluş şekline ilişkin sadece ön değerlendirme yapılabildiğine işaret edilen raporda, ocakta hala yangının devam etmesini nedeniyle yerinde tespitin yapılamadığı ve bilirkişi raporları da dahil, facianın hala tüm yönleriyle aydınlatılamadığının altı çizildi. Raporda, facianın nedenlerine dair şunlar belirtildi:

"Elde mevcut bilgilerden hareketle; ocağın ana giriş noktasından yaklaşık bin 350 metre mesafede ve ana hava giriş yolunun kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayrıldığı kavşak noktasının yakınındaki galeride başladığı tahmin edilen kömür kızışmasının bilahare açık aleve dönüşerek lastik nakliye bandını, elektrik kablolarını, ağaç tahkimatı ve plastik olduğu iddia edilen basınçlı hava borularını tutuşturmuş olabileceği düşünülmektedir. Elektriğin bir süre kesilmesinin de ocakta aktif olan çok sayıda tali vantilatörün çalışamaz duruma gelmesine yol açtığı ve bu nedenle oluşan termodinamik dengesizliğin, kızışma ve yangın sürecinde, muhtemelen ocakta kızışmaların sürdüğü tüm imalat alanlarından ortama, çalışanların zehirlenmesine yol açacak miktarda yoğun karbonmonoksit salınımına neden olduğu anlaşılmaktadır. Bununla beraber, olayın, galeride kesilen fay atımlarıyla ezilmiş ve parçalınmış durumda olan kömür pasajlarının oksijenle sürekli teması sonucu kızışması veya daha önce çalışılan ve kömürü tam olarak alınamayan bölgede oluşan yangının istenmeyen bir şekilde ana galeriye ulaşması sonucunda da meydana gelmiş olması ihtimal dahilindedir."

Maden havzasının riskli bölge olduğu tespitleri defalarca yapıldı

Raporda, facianın yaşandığı maden ocağının iş sağlığı ve güvenliği bakımında çok riskli bir bölgede bulunduğunun ve ocağın ihalesini ilk alan firmanın da sahayı Soma A.Ş‘ye devretmesinin sebebinin ise bölge bulanan kömür damarının metan gazı içermesi ve yangına elverişli olduğu belirtildi. Ayrıca raporda, Maden havzasına ilişkin tespitlerin faciadan önce defalarca yapıldığının kaydedildi.

Faciada yaşanmasına sebep olan unsurlar arasında, taşeron sistem, işçinin kapisite üzerinde üretime zorlanması, havalandırma sistemi, ocak içindeki havada bulunan gazlar, kişisel koruyucu yetersizliği, denetim zafiyeti ve kurtarma çalışmalarında yaşanan yetersizliklerin gösterildiği raporda, TKİ tarafından uygulanan hizmet alınmalarının büyük bir bölümünün yasaya aykırı olarak taşeronluk uygulamasıyla yapıldığı ve bu konuda bir çok mahkeme kararı ve müfettiş raporu olduğu ifade edildi. Raporda 2002 yılından bu yana yaşanan maden kazalarının çok büyük bir bölümü taşeron uygulamasından dolayı meydana geldiği vurgulandı.
Raporda, sahayı ilk alan firmanın 2006 yılında 50 bin ton, 2009 yılında 300 bin ton kömür ürettiği, ancak ocağın devir işleminin ardından yeni yüklenici firma olan Soma Kömür A.Ş kömür üretimini 10 kat arttırarak 2012 yılında 3,8 milyon ton kömür ürettiği belirtildi. Söz konusu dikkat çekici yükselişin bu kadar kısa sürede olmasının maden sahasının fiziksel dengesini olumsuz etkilediği raporda belirtildi. Ayrıca, ocakta, üretim zorlaması ve yoğun çalışma nedeniyle panolardaki işçi sayısını giderek artmasının da kaza riskini arttırdığını belirtildi.

Ocak içerisinde var olan yangın sorunu geçici tedbirlerle çözülmüş

Ocağın ana havalandırmalarının yetersizliğinin yardımcı vantilatörlerle giderilmeye çalışıldığı ve bu neden çok sayıda vantilatör kullanılarak, panoların birbirinden bağımsız olarak havalandırılması ilkesinin uygulanmadığına dikkat çekilen raporda ocak içindeki havada bulunan gazlara dair şunlar kaydedildi:

"Olay yeri inceleme keşif tutanağı ve bilirkişi ön inceleme raporlarından, ocak içerisinde farklı yerlerde; 19 adet karbonmonoksit, 1 adet karbondioksit, 19 adet metan ve 9 adet oksijen olmak üzere toplam 48 adet sensör bulunduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi ön inceleme raporundan elde edilen mevcut gaz izleme kayıtları arasında karbondioksit, metan ve oksijen ölçüm değerleri bulunmadığından bu gazlarla ilgili bir irdeleme yapılamamıştır. Sensör kayıtlarının, kendiliğinden yandığının en açık belirtisi olan korbonmonoksit konsantrasyonunu pek çok defa sınır değerin çok üzerindedir. Şirket ise bu yüksek değerlerin yapılan patlatmalardan kaynaklı olduğunu iddia etmektedir. Ölçülen yüksek karbonmonoksit değerleri; ocak içerisinde yangınla bir sorunun olduğunu, ancak geçici tedbirlerle bu sorun çözülmeye çalışıldığını ve bu çalışma şeklinin de rutinleşip olağanlaştığını açık bir şekilde göstermektedir."

Ayrıca, raporda, devlet kurumlarının denetim elemanları tarafından söz konusu ocağın düzenli ve sorunsuz bir şekilde denetlendiğinin belirtilmesinin dikkat çekici olduğu belirtilerek, "Mevcut denetim sistematiği içerisinde; teknik nezaretçi ve iş güvenliği uzmanlarının denetim elemanı olarak tanımlanmalarına karşın ücretlerini denetlendikleri işverenden almakta oluşlarının söz konusu personelin denetim yetkilerini hakkıyla kullanabilmelerin güçleştirmesi bakımından faciada rol oynamış olabileceği husus da gözden uzak tutulmamalıdır" ifadele yer aldı.

TKİ ve Soma A.Ş arasındaki ‘hizmet alım sözleşmesi‘ hileli

Raporda, facianın ana sorumluları olarak Soma A.Ş, TKİ, MİGEM, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve madende örgütlü sendika gösterildi. İş Kanunu açısından kömür çıkartma işleminin alt işverene verilmesinin hileli bir durum olduğunu kaydedildiği raporda, "Nitekim aynı bölgede TKİ‘nin kendisi de kömür çıkartmaktadır. Bu nedenle, TKİ ile Soma Kömür AŞ arasında ‘hizmet alım sözleşmesi" adı altında yapılan alt işverenlik sizleşmesi kesinlikle hilelidir. Ayrıca gerçek işveren olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, işçiyi koruma borcunu yerine getirmediği için 6331 sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu‘nun öngörmüş olduğu önlemleri almamış olmaktan dolayı da sorumludur" diye belirtildi.

Raporda son alarak, detaylı bir teknik raporun hazırlanabilmesi için ocağın içine giderilmesi ve gerekli belgelerin MMO‘na verilmesi gerektiği belirtilerek, "Bu ihtiyacın giderilmesi ve kapsamlı teknik bir rapor hazırlanması çalışmalarına odamızca devam edilecektir" diye kaydedildi.

Okunma Sayısı: 180
Yayın Tarihi: 23.07.2014