MERSEM’25 12. ULUSLARARASI MERMER VE DOĞALTAŞ KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ
MERSEM’25 12. ULUSLARARASI MERMER VE DOĞALTAŞ KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ
1995 yılından bu yana düzenli olarak sürdürülen MERSEM’25, doğal hammadde kaynaklarının aranması ve geliştirilmesi, yeni ve verimli kesme ile işleme teknolojilerinin tanıtılması, mermer madenciliğinin dijitalleşmesi ve yapay zekâ destekli karar süreçleri, kalite standartlarının yükseltilmesi, çevreyle uyumlu ve sürdürülebilir mermer madenciliği ile doğaltaşların mimari, restorasyon, iç tasarım ve arkeoloji alanlarında kullanımı gibi konularda uzmanları bir araya getiren uluslararası bir bilim-teknoloji-sanat buluşması olarak gerçekleştirilmiştir.
Kongreye 21 farklı ülkeden yaklaşık 670 delege katılmış; çok sayıda üniversite ve kamu kurumundan uzmanlar bilimsel ve teknik katkı sunmuştur. Kongrede 63 bildiri tam metin olarak kabul edilmiş, ayrıca dünya çapında tanınmış uzmanlardan seçilen 7 davetli sunumla, doğaltaş sektörünün geleceğinin tartışıldığı bir panel gerçekleştirilmiştir. Etkinlik kapsamında düzenlenen sergiye 8 destekleyici kuruluş ve firma katılım sağlamış, kongreye 16 ayrı kuruluş ve firma da sponsorluk desteği vermiştir.
Dünyadaki mermer ve doğaltaş tüketici ülkelerdeki talepler daha proje aşamasındayken, projelerde kullanılacak malzemelerin ülkemiz hammaddelerinden seçilmesini sağlamak için “Turkish Stone” kavramının bilinirliğinin ve aranırlığının artırılması gerekmektedir. Bu kapsamda, MERSEM’25’te Turkish Stones projesi ile iş birliği yapılarak, kongrenin ilk günü öğleden sonra yaklaşık 350 kişilik bir grup için üç oturum düzenlenmiştir. İsveç Doğaltaş Araştırma Enstitüsü (RISE)’nden Dr. Björn Schouenborg, yapılarda doğaltaşların kullanımına göre seçilmesi ve uygulamada karşılaşılan sorunlarla ilgili bir sunum ve kısa kurs gerçekleştirmiştir. Ayrıca, bu oturumlarda mermer ve doğaltaşların mimaride, tasarımlarda, arkeoloji ve restorasyon alanlarında kullanımına ilişkin bildiriler ilgili uzmanlar tarafından sunulmuş ve katılımcıların farkındalığı artırılmıştır. Benzer şekilde, mermer ve mimar buluşmalarının artırılması, uzmanlar tarafından verilen seminer, konferans ve çalıştayların sayısının çoğaltılması ve ihracatçı birliklerinin bu etkinlikleri sürekli olarak desteklemesi gerekmektedir.
Kongre, insanı, emeği, doğayı, ekonomiyi ve toplumsal yaşamı bir bütün olarak değerlendirerek, ülkemiz mermer ve doğaltaş sektörüne yönelik aşağıdaki tespit ve önerileri kamuoyu ile paylaşmayı kararlaştırmıştır:
Ülkemiz mermer ve doğaltaş sektörü; zengin hammadde varlığına rağmen, değişken politikalar, kısmen yetersiz teknoloji kullanımı ve yer bilimleri alanında çalışacak kalifiye eleman bulmadaki zorluklar nedeniyle üretim ve sürdürülebilirlik aşamalarında sorunlar yaşamaktadır.
Uzun vadeli planlamalar ve projeler gerektiren madencilik sektöründe ulusal madencilik politikasının olmaması, Maden Kanunu’ndaki sürekli değişiklikler ve mermer-doğaltaş ticaretinde gerekli düzenlemelerin yapılmaması, sektörün önemli sorunlar yaşamasına yol açmaktadır. Bu nedenle, tüm süreç üniversiteler, TMMOB ve bağlı odaları, sendikalar ve sektör temsilcileriyle birlikte ortak akılla çözülecek politikalarla yönetilmelidir. Türkiye’nin mermer ve doğaltaş kaynakları, ülkenin kalkınması ve toplumsal refahın artırılması amacıyla bilimsel, planlı ve denetimli bir şekilde değerlendirilmelidir.
Dünyada önde gelen mermer ve doğaltaş üretici ülkeler, Endüstri 4.0 kapsamında ocaklarında otomasyon sistemlerini kullanmaya başlamış ve üretim, tüketim, verimlilik, maliyet ve performans analizlerini anlık takip edebilecek altyapılar kurmuşlardır. Ülkemizin dünya doğaltaş pazarındaki öncü konumunu sürdürmesi için, zaman kaybetmeden Ocak 4.0 kapsamında makine ve otomasyon altyapısını geliştirmesi ve yetkin personelin eğitimini sanal ve artırılmış gerçeklik (VR/AR) teknolojileriyle vermeye başlaması gerekmektedir.
Ülkemizdeki karbonat kökenli doğaltaş ocaklarındaki verimlilik hâlâ düşük olup, blok verimlilikleri %3-5 arasında değişmektedir. Bunun temel nedeni, yüzey madenciliği yapılması ve kırıklı-çatlaklı zonlarda üretimin devam etmesidir. Bu durum gereksiz zaman, enerji, iş gücü, amortisman ve işletme giderlerine yol açmakta, ortaya çıkan atıklar çevresel anlamda görüntü kirliliğine ve çevrecilerin tepkilerine neden olmaktadır.
Tüm bu olumsuzlukların giderilmesi için, jeolojik olarak uygun ortamlarda, verimsiz örtü tabakaları ve aşırı kırıklı-zonlar dokunulmadan, yüksek blok verimliliğine sahip ve ekonomik değeri yüksek alt tabakaların işletilebilmesi amacıyla yeraltı (kapalı) mermer ve doğaltaş ocakçılığına geçilmelidir. Bu kapsamda, ocak üreticilerine bilgilendirici eğitimler verilmeli ve gerekirse devlet eliyle teknolojik makine, donanım, otomasyon sistemleri ve personel eğitimleri için teşvikler sağlanarak kapalı mermer ocakları teşvik edilmelidir.
Ülkemiz mermer ve doğaltaş sektöründe dijital dönüşüme öncelik verilmeli, 5G teknolojilerinin sektörün tüm bileşenleri tarafından hızla içselleştirilmesi sağlanmalıdır. Böylece, dünyadaki rakip ülkelerle teknolojik olarak daha eşit şartlarda rekabet edilebilir; aksi takdirde düşük verimlilik nedeniyle hammaddelerimizi değerinin altında satmak zorunda kalınacaktır.
Son yıllarda mermer ve doğaltaş sektörümüzde hem düz işçi hem yetkin ara eleman bulmakta sorunlar yaşandığı görülmektedir. Ocak ve fabrikalardaki üretimin kaliteli ve sürdürülebilir olması için mutlaka insan gücünü geliştirecek tedbirlerin alınması gerekmektedir. Sektör ağır işler için çalışacak personel teminini yurtdışından göçmen işçi getirerek çözme yönünde girişimlerde bulunmaktadır. Bu kısa vadede sektörün acil işçi düzeyindeki eleman talebine çözüm gibi görünse de, uzun vadede ülkemiz iş gücünün iş bulma ve hayatını idame ettirecek yeterli düzeyde maaş almasında büyük sorunlara neden olabilecektir. Emeğin karşılığının sektör tarafından uluslararası düzeyde, ülkemiz koşulları da dikkate alınarak verilmesi, sosyal haklarının güvence altına alınması ve geliştirilmesi de gerekmektedir. Ancak bu yolla ülkemizdeki çalışanların bu ağır işkoluna yönelimi artırılarak, sürdürülebilir sosyal denge sağlanabilecektir.
Mermer ve doğaltaş sektörümüzün yalnızca hammadde ihracatçısı olması, uzun vadede birim satış fiyatını artırmada sürdürülebilir değildir. Bu nedenle, binalarda kullanıma hazır bitmiş ürünlerin ve mimari tasarım, dekorasyon, sanatsal objeler, heykel, peyzaj ve kent mobilyalarına yönelik ürünlerin üretimi ve pazarlamasına ağırlık verilmelidir.
Kongrede üretilen bilgi, görüş ve önerilerin, ülkemizin mermer ve doğaltaş madenciliği alanındaki politikalarına yön vermesi hedeflenmektedir. MERSEM 2025’te ortaya konulan bu tespitlerin hayata geçirilmesinin takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.
MERSEM 2025 – Yürütme Kurulu
23-25 Ekim 2025, Afyonkarahisar
Okunma Sayısı: 20
Yayın Tarihi:
04.11.2025
Dosyalar