TMMOB Maden Mühendisleri Odası

Maden çıkar, insanlar kalır...

Maden çıkar, insanlar kalır...

İSTANBUL - Zonguldak Karadon‘da Yapı -Tek adlı özel şirkete bağlı sendikasız 30 işçinin yerin 540 metre altında mahsur kaldığı kaza, ‘taşeronlaştırma‘ yarasını yeniden gündeme getirdi. Maden Kanunu‘nun değiştirilip ‘yeraltının‘ özel şirketlere ve taşeronlaştırmaya açılmasıyla birlikte tüm Türkiye, kaza mahalline döndü. 2004‘te iki, 2005‘te bir ve 2006 ve 2007‘de üçer ölümlü kaza meydana gelirken, 2008‘de 22 ayrı ilde 38 ölümlü kaza yaşandı, 43 işçi öldü. Aynı şekilde, 2009 yılında 24 ildeki 63 kazada 92 işçi kaybedildi. 2010 yılı da farklı değil: İlk beş ayda 15 ilde 42 ölüm kaza oldu, 37 işçi öldü.

TTK artık ‘işlettiriyor‘
Kazaların tamamına yakını, özel şirketlerce işletilen madenlerde meydana geldi. Ölen işçilerin çoğunluğu sendikasızdı. Taşeron şirketlerde 750 ile 1250 lira arasına değişen maaşlarla yerin yüzlerce metre altına inip kazma sallıyorlardı. Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun ve Genel Maden İş Sendikası Genel Başkanı Rasim Muslu, aynı ‘gerekçeye‘ dikkat çekiyor: Taşeronlaştırma, esnek çalışma, sendikasızlaştırma...
Maden Mühendisleri Odası‘nın verilerine göre, 1995 yılında tek bir maden kazası oldu. Yozgat Sorgun‘da 40 işçi öldü. 2003‘te, Erzurum Aşkale‘de yedi ve Karaman Ermenek‘te 10 olmak üzere, toplam 17 işçi hayatını kaybetti. 2004‘te Çorum Bayat‘ta üç ve Kastamonu Küre‘de 19 olmak üzere, toplam 22 işçi toprağa verildi. Aynı yıl Maden Kanunu değiştirildi. Türk Taşkömürü Kurumu, ‘işleten‘ olmaktan çıkıp ‘işlettiren‘ de oldu. Bu, ‘yeraltının‘ özel şirketlere daha yaygın biçimde açılması demekti.
Ertesi yıl, 2005‘te Kütahya Gediz‘de meydana gelen kazada 18 işçi birden öldü. 2006‘da Balıkesir Dursunbey‘de 17, Kastamonu Azdavay‘da iki ve Bolu Mengen‘de iki olmak üzere 21 işçi kaybedildi. 2007‘de Karaman Ermenek‘te iki, Balıkesir Dursunbey‘de üç ve Zonguldak Kilimli‘de iki, toplam yedi işçi öldü. Fakat bu düşüş yanıltıcıydı. Çünkü 2008‘den itibaren ülke tarihinde görülmedik şekilde, maden kazaları bütün Türkiye‘ye yayıldı. Kaza sayısı da ölüm de arttı.

Üç yıllık bilanço korkunç
2006 ve 2007‘de sadece üçer ilde kaza meydana gelirken, 2008‘de bu sayı 22 ile çıktı. Bu illerdeki 38 ölümlü kazada 43 işçi öldü. Üstelik hiç toplu ölüm yaşanmadı. Bu rakamlar 2009‘da da artış gösterdi. Ölümlü kazaların meydana geldiği il sayısı 24‘e, kaza sayısı 62‘ye, ölüm sayısı da 92‘ye çıktı! En çok kaza Zonguldak, Tekirdağ, Manisa, Kayseri, Antalya ve Şırnak‘ta yaşandı. Bursa Mustafakemalpaşa‘daki kazada 19 işçi birden öldü.
2010 ise, daha ilk beş ayındaki verilerle, önceki iki yılı şimdiden geride bıraktı. İlk beş ayda 15 ilde 25 ölümlü kaza meydana geldi. Bu kazalarda 37 kişi öldü, 60 kişi yaralandı. Balıkesir Dursunbey‘de 23 Şubat‘ta meydana gelen patlamada 17 işçi kaybedildi. Üstelik, Zonguldak Kilimli‘deki facianın sonuçları henüz bu istatistiğe eklenmedi...

‘Hep taşeronlaştırılan yerlerde‘
İki gündür Kilim‘deki kaza mahallinde bulunan Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Mehmet Torun, tabloyu taşeronlaştırmaya bağlıyor. Torun‘a göre, taşeronlaştırma, aynı zamanda esnek üretim ve sendikasızlaştırma anlamına geliyor:
"Son yıllardaki artış, özeleştirme ve teşaronlaştırmanın sonucudur. Çünkü 2004 yılındaki değişiklikle özelleştirme hızlandı. Ve buna bağlı olarak denetimler de zayıfladı. İşletmeler yetersiz şirketlere veriliyor. Kamudaki atamaların belli bir zihniyetin unsuru olmaları ve yetersizlikleri de bu kazaları tetikledi. Dikkat edin, kazaların meydana geldiği alanlar, özelleştirilen, TTK‘nın uhdesinde olsa bile taşeronlaştırılan ocaklardır."

‘Karadon‘da eylem yapmıştık‘
Odanın Zonguldak Şube Başkanı Erdoğan Kaymakçı da 2006 yılında Karadon Ocağı‘nın özelleştirilmemesi için ‘Demokrasi Platformu‘ kurup bir dizi eylem yaptıklarını ancak sonuç alamadıklarını anımsatıyor:
"2004‘ten sonra TTK‘nın çalıştığı yere, özel firmalar girdi. İş sağığı ve işçi güvenliği açısından sakıncalar oluştu. Denetim tam anlamıyla yapılmıyor. İşçi eğitimleri yetersiz, örgütlenme imkânsız... Denetleme yapacak maden mühendisleri, ücretini taşeron şirketlerden alıyor. Böyle bir yapıda nasıl bir denetlemeden söz edilebilir ki?"

Okunma Sayısı: 174
Yayın Tarihi: 19.05.2010