TMMOB Maden Mühendisleri Odası

II. YERBİLİMLERİ KONGRESİ KIBRIS LEFKOŞA` DA DÜZENLENDİ

II. YERBİLİMLERİ KONGRESİ KIBRIS LEFKOŞA` DA DÜZENLENDİ

KKTC Yerbilim Mühendisleri Odası tarafından 3-6 Mayıs 2018 tarihlerinde Lefkoşa`da düzenlenen II. Yerbilimleri Kongresi`nde Oda Başkanımız Ayhan YÜKSEL`in açılış konuşması;

Saygıdeğer KKTC Cumhurbaşkanım;
Değerli Bakanım,
Sayın KTMMOB Başkanım,
KTMMOB Yerbilim Mühendisleri Odası`nın Sayın Başkanı;
Sivil Toplum Kuruluşlarının ve Sendikaların Sayın Başkan ve Yöneticileri;
Saygıdeğer Bilim İnsanları;
Sevgili Öğrenciler;
Hanımefendiler, Beyefendiler;
Saygıdeğer Basın Emekçileri;

Sizleri TMMOB Maden Mühendisleri Odası 46. Dönem Yönetim Kurulu ve şahsım adına saygıyla, sevgiyle ve dostlukla selamlıyorum.

Hali hazırda iki toplumlu yaşamın sürdürüldüğü Akdeniz`in bu güzel adasından bahsederken tek bir Kıbrıs`tan söz etmeyi çok istediğimizi, daha anlamlı bulduğumuzu sizlerle paylaşmak istiyoruz. 
Anlamlı bulurduk çünkü tek bir Kıbrıs vurgusunun, çokça özlediğimiz toplumlar arası barış, eşitlik ve özgürlük duygularımızın yayılmasına, hayat bulmasına hizmet edeceğini düşünüyoruz. Ancak barış, eşitlik ve özgürlük talebi sadece Kıbrıs`a, Kıbrıs`ta yaşayan halklara özgü bir durum da değildir. Bu talepler aynı zamanda bizlerinde içinde yaşadığı coğrafyanın ve hatta ezilen sömürülen tüm dünya halklarının acil talepleri durumundadır.

Saygıdeğer Delegeler,
Değerli Konuklar;

Bölgemize yönelik giderek artan emperyalist müdahaleler Ortadoğu`yu büyük bir kaosun içersine doğru sürüklemektedir. Bu kaos Ülkemizi de yakından etkilemekte, toplumumuzu bir yıkım sürecine doğru çekmektedir. Benzer bir durum Kıbrıs içinde geçerlidir. Ortadoğu`da ki her gelişme Türkiye`yi ve Kıbrıs`ı derinden etkilemektedir. İyimser bir bakış açısıyla bakmaya çalışsak bile olumsuzlukların giderek arttığı kolaylıkla görülebilmektedir.

1.Yerbilimleri Kongresi`ne geldiğimizde Kıbırs`ta, ülkemizde ve komşumuz Yunanistan`ta olumlu gelişmeler yaşanmakta idi. Kıbrıs`ta toplumlar barış taleplerini yeniden yükseltmiş, Yunanistan`da barış, eşitlik ve özgürlük taleplerini temel politika olarak sahiplenen yeni bir halkçı hükümet kurulmuştu.
O tarihlerde Yunanistan Başbakan`ı Alexis Tsipras`ın "Ege Denizi balıklara ait olmalıdır." sözü toplumlar arası barışa yönelik umutlarımızı artırmıştı. Ancak Syriza hükümetinin AB ve küresel politikalar nedeniyle sorunlar yaşaması ırkçı ve şovenist partilerle koalisyon yapmak zorunda kalması nedeniyle bu umutlarımız kısa sürede boşa çıktı ve yaşanan sorunlar "kayalıklar sorunu" düzlemine indi.

İki kongre arasında yaşanan süreçler ne yazık ki ülkemizde ve içinde yaşadığımız coğrafyada da yaşandı. Her ne kadar artan despotik yapısı ve yönetim anlayışıyla şiddet yanlısı baskıcı politikalar ülkemizde de devam ettirilmeye çalışılıyorsa da, emek, özgürlük ve barış mücadelesi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Kıbrıs`ta da devam edecektir. Bu mücadelede Kıbrıs Halkı ile Kıbrıslı meslektaşlarımızla dayanışma içinde olduk ve olmaya da devam edeceğiz.

Sayın Cumhurbaşkanım;
Saygıdeğer Delegeler;
Sevgili Konuklar;

Anayasamıza göre de, anlayışımıza göre de doğal kaynaklar ve madenler halkındır. Ancak madenleri diğer doğal kaynaklardan ayıran önemli bir özelliği vardır. Binlerce yılda oluşurlar, yenilenemezler ve bulunduğu yerde üretilmek ve değerlendirilmek zorundadır. Madencilikle ilgili politikalar geliştirilirken, planlamalar yapılırken bu husus asla göz ardı edilmemelidir.

Bu tespitten yola çıkarak madenciliğin gelişimi için Odamızın 64 yıllık deneyimi ve örgütlü üyelerinin bilgi birikimiyle ürettiği kamu yararına, toplumsal faydayı önde tutan ulusal madencilik politikası için gerekli olan temel ilkeler konusunda görüşlerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Her tür ekonomik faaliyette olduğu gibi madencilik faaliyetlerinde de amaç, insanın refah ve mutluluğudur. İnsan onuruna ve emeğine saygı, madencilik faaliyetlerinin planlama ve uygulanmasında hareket noktası olmalıdır. Kamu yararı öncelikli olarak göz önünde tutulmalıdır.

Madencilik sektörünün geliştirilmesine yönelik oluşturulacak tüm amaç ve hedefler ile uygulamalar, her şeyden önce bilimsel ve teknik temeller üzerinde geliştirilmeli, bilimsel bilgi ile desteklenmeyen söylem ya da tasarılardan uzak durulmalıdır.

Madencilik sektörünün tüm alt sektörlerinde üretim arttırılmalıdır. Ancak, söz konusu üretimin hedefi dış satım değil, ülke sanayi sektörleri olmalıdır. Bu çerçevede, madencilik sektörünün planlanmasında ülke sanayi sektörleri ile entegrasyon ön planda tutulmalıdır. Ülkemizin ihtiyacı olan enerjinin, yerli maden kaynaklarımızdan karşılanması öncelikli hedef olmalıdır.

Madencilik sektöründe aramadan uç ürüne kadar her aşamada ileri teknoloji kullanımı amaçlanmalıdır.

Gelişmiş teknoloji kullanımı ve madencilik teknolojilerinin geliştirilmesi, sektöre önemli katkılar yapacak yeni fırsatlar yaratacaktır. Bu çerçevede söz konusu teknolojilere uyum sağlayacak ve bunları kullanabilecek iyi eğitilmiş işgücü istihdamının süratle arttırılması, genel verimliliğin artışı bakımından son derece önemlidir.

Çevre faktörü gözardı edilerek madencilik faaliyetlerinin yürütülmesi, içinde bulunduğumuz yüzyılda mümkün değildir. Madenciliğin çevreye etkileri yadsınamaz. Ancak, madencilik sektöründe, çevre dostu teknoloji ve yöntemlerin kullanılması, madencilik süreçlerinde ya da sonrasında çevrenin korunmasına ve yenilenmesine yönelik önlemlerin alınması, sektörün gelişimini engellemeyecek, aksine genel anlamda sektörün gelişimine yönelik katkıyı yapacaktır.

Madencilik sektöründe, kamuoyu doğru bilgilendirilmelidir. İstihdam yaratan, sanayileşmenin ana girdisini sağlayan ve katma değer üreten bir sektör olduğu topluma anlatılmalıdır. Madencilik sektörüne ilişkin alınacak kararlara ilgili yöre halkının katılımı sağlanmalıdır.

Toplumsal, ekonomik ve çevresel bakımdan sürdürülebilir bir madencilik sektörünün gelişimi; devlet, sektörde faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar ile demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum örgütlerinin yapıcı işbirliği ile mümkündür. Söz konusu tarafların doğrudan katılımları olmaksızın hazırlanacak herhangi bir sektör planının ya da plan uygulamasının başarılı olması mümkün görülmemektedir.

Saygıdeğer Delegeler;
Değerli Misafirler;

Biz TMMOB Maden Mühendisleri Odası olarak ülkemiz madenciliğinin gelişimi için 64 yıldır bilimin ışığında çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve sürdürmeye de devam edeceğiz. Yaptığımız bu çalışmaları KKTC ile, KKTC`nin ilgili kurumları ile, meslektaşlarımızla sürdürmek ve birlikte çalışmalar yapmakta bizlere ayrı bir onur verecektir. Bu konuda elimizden geleni yapacağımızı, bunun bizim için bir görev olduğunu hepinizin bilmesini isteriz.

Bu nedenle bizleri geçmişte olduğu gibi 2. Yerbilimleri Kongresi`ne davet etme nezaketinde bulunan sevgili meslektaşlarımıza ve KTMMOB Yerbilim Mühendisleri Odası Başkan ve Yöneticileri`ne, Kongrenin düzenlenmesinde emeği geçen yürütme kurulu üyelerine, bilim insanlarına ve Sayın Cumhurbaşkanımız nezninde tüm KKTC Hükümetine, kurum ve kuruluşlarına teşekkür ederiz.

Hepinizi saygı, sevgi ve dostlukla selamlıyorum.

Ayhan YÜKSEL
TMMOB Maden Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı
3 Mayıs 2018, Lefkoşa; KKTC

Okunma Sayısı: 305
Yayın Tarihi: 03.05.2018
Fotoğraf Galerisi