TMMOB Maden Mühendisleri Odası

BASINA VE KAMUOYUNA(14.07.2020 )

BASINA VE KAMUOYUNA(14.07.2020 )

Bilindiği üzere Karayolları 9. Bölge Müdürlüğü yerleşkesi, Maliye Bakanlığı tarafından büyük bir cami külliyesi ve ticari mekânlar yaptırılmak üzere, 01.10.2013 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis edilmişti. Diyanet İşleri Başkanlığı`nın 04.10.2013 tarih ve 9812 sayılı yazısına istinaden, Yenişehir ilçesinde bulunan yerleşkenin 28.500  m2 büyüklüğündeki alanı usulsüz bir şekilde ifraz edilerek, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan yeni plan tadilatıyla `Dini Tesis Alanı`na dönüştürülmüştü. Bu plan 12.11.2013 tarihinde resen onaylanmıştı. Alanın tahsisinden sonra belirli merkezlerin icazetiyle çalışan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, daha önce aldığı yanlış kararlara bir yenisini daha ekleyerek, yerleşkedeki 11 adet tescilli yapının tescil şerhini kaldırarak yıkımlarının önünü açmıştı.

Bu kanunsuz, ısmarlama uygulamalara karşı defalarca yaptığımız açıklamalara, uyarılara ve başlatmış olduğumuz hukuki süreçlere rağmen, bütün kurumlar iş birliği içerisinde davranarak bu yanlış kararların uygulanmasına sebep olmuştur. Bugün geldiğimiz noktada mevcut Karayolları 9. Bölge Müdürlüğü yerleşkesinde bulunan yüzlerce ağaç kesilmiş, bir çok tescilli yapı yıkılmış, adeta doğa ve kültür katliamı gerçekleştirilerek mevcut alan yapılaşmaya açılmıştı. Allah’ın bir lütfu diye eline aldıkları OHAL’i de fırsat olarak kullanan mevcut iktidar, Merkez Camii adında estetikten ve şehrin özgün mimarisinden uzak devasa bir beton kütlesi ile kentin temel nefes koridoruna ilk darbeyi vurmuştu.

RANTA, YIKIMA VE TALANA doymayan mevcut iktidar, karayolları yerleşkesinin geriye kalan parseline de bugün tekrar göz dikmiştir. Yerleşke konum itibariyle kent trafiğinin en yoğun olduğu yerleşim bölgesinde yer almaktadır. Tarihi Suriçi’nde onlarca cami olmasına rağmen Merkez Cami ile oluşturulan yoğunluk yerleşkede yeni yapıların yapılması ile birlikte daha da artacaktır. Mevcut lojman ve ek idari bina dahil toplamda 7 blok yapıyı yıkarak, yerine 9500 m² kapalı alan, 4592 m² bodrum kat olacak şekilde Z+2 Katlı Ek idari bina, Bodrum + 5 katlı 1624 m² kapalı alana sahip özel müdür lojmanı, Bodrum+8 katlı her biri 7080 m² alandan oluşacak 4 blok personel lojmanı, 66 araçlık kapalı otopark ile bunlara ait galeri ve bağlantı yolları yapılması planlanmaktadır. Mevcut yapılara kıyasla kat yüksekliği ve yapı yoğunluğu 2 katından fazla arttırılmıştır. Kentin nefes alan koridoru önünde açıkça bir ‘beton bariyer’ olarak planlanan proje, yapılması durumunda yarım yüzyıldan fazla ömre sahip yüzlerce ağacın da katledilmesi demektir.

Yenişehir Mahallesi 491 Ada 74 nolu parselde yapılması planlanan söz konusu projenin ihale süreci Ankara’dan yürütülmüş ve ihale Ankara’da yapılmıştır. Kurumun kendisine ait; kent merkezine çok yakın, yeni yerleşim bölgelerinde konum, alan büyüklüğü, ulaşım ve diğer birçok  konuda çok daha uygun arsaları olmasına rağmen projeyi bu alanda gerçekleştirmeyi planlaması art niyet taşımaktadır. Haberdar olduğumuz an itibariyle il koordinasyon kurulumuz tarafından bir heyet oluşturularak Karayolları 9. Bölge Müdürlüğü’nden randevu talep edilmiştir. Alanın kent merkezi için çok önemli nefes alma koridoru olduğunu anlatmak, içerisinde kalan son Tescilli Yapıyı ve her biri tescile değer yarım yüzyıllık yüzlerce ağacı korumak amacıyla bir görüşme talep edilmiştir. Görüşmede genel müdürün iletişime kapalı olduğu, kente yapılan bu tahribatın farkında olduğu ve isteyerek bilinçli bir şekilde bunu yapmak istediği alenen görülmüştür. 1930 yılında, Suriçi’ne hava akışını sağlamak, kentin sur dışına doğru gelişimini kolaylaştırmak ve dönemin ulaşım araçlarının daha rahat geçişi için, kenti çevreleyen tarihi surların yıkılmasına karar veren sorumsuz ve bilinçsiz bürokratları, üzerinden yüzyıla yakın zaman geçmesine rağmen bu halk nasıl unutmamış ve beddua ile anıyorsa bugün bu kararı verenler ve buna sebep olanlarda aynı kötülükle anılacaktır ve hukuk önünde bu kanunsuz uygulamaların hesabı sorulacaktır.

İktidarın; rant, talan ve hırsızlık politikalarını uygulamaya sokmadan önce ruhsatsız, izinsiz ve projesiz bir şekilde camii inşaatlarına başladığı bütün kamuoyunca bilinmektedir. Talan ve hırsızlığın üstünü örtmek için ‘’bunlar din düşmanları, camilere karşıdırlar’’ algısını yaratarak ve halkın dini duygularını istismar ederek yürüttükleri politikalar herkesin malumudur. Ancak kent savunucularını susturmak amacıyla rant ve talan faaliyetlerine alan açmak için yürüttükleri bu tür politikalar artık teşhir olmuş durumdadır. Burada yapılan camii inşaatı sürecinde halktan bağış toplamak için duvarlara yazılan ve sonrasında üstü kapatılan IBAN hesap numaraları ile yapılan büyük hırsızlık bütün halk tarafından bilinmektedir. Acil bir şekilde kentin ihtiyacı olarak başlanan camii inşaatı da ne hikmetse beş yıldır hala tamamlanmamıştır!

Kentimiz için büyük önem taşıyan, yeşil kuşak alanını ve aynı zamanda kentin nefes alma koridorunu birilerinin rantına ve talanına kurban etmeyeceğimizi, anıtsal durumda olan yarım yüzyıllık yüzlerce ağacı kestirtmeyeceğimizi belirtiyoruz.

KENTİMİZİ RANT, TALAN VE YIKIM POLİTİKALARINIZA ALET ETMEYECEĞİZ.

Kentimizin bütün demokratik sivil toplum kuruluşlarına, siyasi partilerine ve halkımıza çağrımızdır:

KENTİMİZİN NEFESİNİ KESEREK BETONA GÖMMEK İSTEYENLERE KARŞI BİRLİKTE MÜCADELE EDELİM. 

KENTİMİZİ, DOĞAMIZI VE DEĞERLERİMİZİ BİRLİKTE SAVUNALIM.

BU KENT BİZİM, BİRLİKTE KORUYALIM.

                                                                                    14.07.2020                                   TMMOB DİYARBAKIR İL KOORDİNASYON KURULU

Okunma Sayısı: 347
Yayın Tarihi: 28.09.2020