Amasra Faciası: Gerçek Sorumlular Hesap Vermelidir!

Amasra Faciası: Gerçek Sorumlular Hesap Vermelidir!
Tam 3 yıl önce, 14 Ekim 2022 tarihinde Bartın’ın Amasra ilçesinde, Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı Amasra Taşkömürü İşletmesi Müessesesi’nde meydana gelen grizu patlaması nedeniyle 43 madenci hayatını kaybetti. O gün, Türkiye bir kez daha yer altından gelen acı bir çığlıkla sarsıldı. Yine “kader” denildi, yine “fıtrat” denildi. Oysa o çığlık ne kaderin ne de fıtratın değil; denetimsizliğin, liyakatsizliğin, ihmallerin ve işçi sağlığı ile iş güvenliğinin kâğıt üzerinde bırakılmasının sesiydi.
Bu facia yalnızca teknik bir hata değil; politik bir tercihin sonucudur. Çünkü kamu işletmesi olan TTK Amasra Müessesesi’ne ait sahanın daraltılarak sahada bulunan rezervlerin %90’ının özel bir şirkete devredilmesi suretiyle köşeye sıkıştırılmış bir şekilde bırakılması bu durumu göstermektedir. Uzun yıllardır odamız tarafından savunulan havza madenciliği anlayışının hayata geçirilmemesi, çok tehlikeli madencilik projelerinde risklerin artmasına neden olmaktadır. Havza madenciliği; bölgedeki tüm verilerin bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmesini sağlayarak daha etkin, güvenli ve verimli bir üretim süreci oluşturur. Aynı zamanda yeraltı suyu, metan gazı ve olumsuz jeolojik unsurların etkilerinin önceden belirlenmesine imkân tanır ve olası acil durumlara karşı önleyici tedbirlerin alınmasına önemli katkı sunar.
Sadece günah keçisi olarak seçilen mühendislerin yargılandığı faciada, bakanından genel müdürüne kadar üst düzey bürokratlar yargılanmamaktadır. Oysa eğer gerçekten adalet isteniyorsa, bu zincirin en üst halkasına kadar gidilmeden adalet sağlanamaz. Çünkü sorumluluk sadece ocağın kapısında bitmez; asıl sorumluluk, o kapıyı açanların omuzlarındadır.
Sormak gerekir: Sektör ile ilgili kuruluşların çalışmalarını ve işlemlerini her bakımdan incelemek, araştırmak, soruşturmak için gerekli her türlü emri vermek ve denetlemek görevleri bulunan Enerji Bakanlığı’nın görevlerini yerine getiren Enerji Bakanı’nın, faciadan hemen önce işçilerle fotoğraf çektirip “en teknolojik ocak” dediği yerde hiç mi sorumluluğu yoktur?