TMMOB Maden Mühendisleri Odası

8. ULUSLARARASI KIRMATAŞ SEMPOZYUMU KÜTAHYA` DA DÜZENLENDİ (13-14 Ekim 2016)

8. ULUSLARARASI KIRMATAŞ SEMPOZYUMU KÜTAHYA` DA DÜZENLENDİ (13-14 Ekim 2016)

AGGRES 2016 SEMPOZYUMU

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Kütahya İl Temsilciliği ve Dumlupınar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü iş birliği ile AGGRES 2016 Sempozyumu (8. Uluslararası Kırmataş Sempozyumu) düzenlendi. Amacının ülkemizde çok çeşitli sektörlerde kullanılmakta olan kırma taşların (agregaların) kullanıcıya tanıtılması, verimliliklerinin ve ekonomiye katkılarının araştırılması, bu alandaki teknik ve bilimsel gelişmelerin geniş kitlelere aktarılması, araştırmacı, işletmeci, firma temsilcisi ve yönetici çevrelerinin aynı platformda buluşturarak yakın bir iletişim sağlaması olarak belirlenen sempozyum açılışına TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel, Yönetim Kurulu üyesi Sinan Girdaplı, Şube Yönetim Kurulu üyeleri, Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Remzi Gören, CHP Kütahya İl Başkanı Zeliha Aksaz Şahbaz, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Şan, Mühendislik Fakültesi öğretim üyeleri, sempozyum delegeleri ve öğrenciler katılmışlardır.

13-14 Ekim 2016 tarihleri arasında yapılan Sempozyumda TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel` in açılış konuşması alttadır.

8. ULUSLARARASI KIRMATAŞ SEMPOZYUMU AÇILIŞ KONUŞMASI

Saygıdeğer Delegeler, Sevgili Meslektaşlarım,

Hepinizi TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu ve şahsım adına sevgiyle, saygıyla ve dostlukla selamlıyorum.

8. Uluslararası Kırmataş Sempozyumu` na ve sempozyumun düzenlendiği ülkemiz madenciliğinin lokomotifi olmanın yanında pek çok tarihi ve doğal güzelliği de bünyesinde bulunduran Kütahya` ya hoş geldiniz.

Saygıdeğer Delegeler, Sevgili Meslektaşlarım,

Ülkemiz içinde bulunduğu coğrafya gereği ulusal ve uluslararası düzlemde önemli sorunlar yaşanmaktadır.  Bu sorunlara ek olarak 15 Temmuzda yaşanan darbe girişimi ulusal düzlemde yaşamakta olduğumuz siyasi ve ekonomik sorunların daha da artmasına neden olmuştur. 15 Temmuzun nedenleri ve sonuçları ülkemiz ve halkımız için "Demokrasi" nin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. 15 Temmuz ve benzeri girişimlerin bir kez daha yaşanmaması için demokrasinin tüm kurum ve kuruluşları ile birlikte yaşama geçirilmesi gerekliliği bir kez daha anlaşılmıştır. Bu nedenle 15 Temmuz nedeniyle ilan edilen OHAL ve OHAL uygulamalarının yerini demokrasi ve demokratik kurallar almalıdır.

Değerli Delegeler,

Ülkelerin gelişmesinde doğal kaynakların kullanılması bir gerekliliktir. Ancak, bu kaynakların tükeneceği ve yenilenemez olması göz önünde bulundurulduğunda, maksimum faydasının gelecek nesillere bırakılmasının gerekli olduğu düşünüldüğünde ciddi bir madencilik politikası ve uygulamaları olmazsa olmaz bir zorunluluktur.

Bu nedenle;

-Temel insan haklarının önde olduğu ve kültürlere, gelenek ve göreneklere saygılı madencilik yapılması gerekmektedir.

-Etik madencilik uygulamaları gerçekleştirmek ve bunların paydaşları olan maden işletmesi, devlet, endüstri, toplum vb. kurumlar arasında etkin paylaşımların olduğu sağlıklı işletmelerle madencilik yapılması gerekmektedir.

-Kalkınma politikalarının belirlenmesinde, ilgili meslek kuruluşları katılımcılık ve karar verme süreçlerine dâhil edilmelidir.

-İşçi sağlığı ve güvenliği öncelikli koşul olmalı ve sürekli olarak geliştirilmelidir.

-Çevreyle uyumlu ve yöre halkıyla barışık madencilik ön koşul olmalı ve çevresel koşulların sürekli olarak iyileşmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır.

-Madencilik bilim ve tekniğine uygun, doğru verilere ve bilimsel temellere dayalı risk yönetimi stratejileri yaşama geçirilmelidir.

-Madenciliğin yapıldığı alandaki toplulukların sosyal, ekonomik ve kurumsal alandaki gelişmelerine katkıda bulunulmalıdır.

-Paydaşlara etkili ve şeffaf bir çalışma yürütülmeli ve taahhütlere uyularak yapılan çalışmalar kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

Odamız ve Uluslararası Madencilik ve Metal Konseyi  (ICMM) tarafından belirlenmiş olan ve madencilik politika ve ilkelerinden sadece birkaçı olan bu gereklilikler dahi ülkemiz madencilik politikaları arasında yer alamamış ve sektörümüz tarafından benimsenmemiştir. Bu durum sektörün gelişimi açısından da önemli bir tehlike oluşturmaktadır.  Madenciliği düzenleyen en gelişkin mevzuatın dahi sektörün bu ilkeleri benimsememesi durumunda işlevsel olması mümkün değildir.

Maden, petrol doğalgaz vb. tükenen yeraltı kaynakları sadece üretimin yapıldığı dönemin nesillerine değil, gelecek nesillere de aittir.  Bu nedenle bu rezervlerin maksimum fayda ile işletilerek elde edilen faydanın gelecek nesillerin kullanacağı yeni kaynaklar oluşturulmasında kullanılması esastır.   Dolayısı ile maden ocaklarının maksimum fayda ile çalışması esas iken bu fayda sadece üretime odaklı bir maliyet hesabına dayanmamakta, işletmenin güvenlik, sosyal ve çevresel etkilerin azaltılması, vb. maliyetlerinin üretim maliyetine eklenmesi ile hesaplanmaktadır.  Ülkemiz madencilik sektöründe güvenlik, sosyal ve çevresel etkilerin azaltılması maliyetlerinin, üretim maliyetlerine tam olarak yansıtılmasına dayalı bir yaklaşım benimsenmemekte, mevzuatın buna zorlayıcı düzenlemeleri eksik olması nedeniyle yetersiz kalmaktadır.

Planlama mühendislik bilim ve mesleğinin en temel ilkesi olup söz konusu mühendislik maden mühendisliği olunca mesleğimizin arama, hazırlık, üretim cevher hazırlama aşamaları ile birlikte çevresel ve sosyo-ekonomik sonuçları bir bütünsellik içerisinde değerlendirildiğinde planlamanın kaçınılmaz olduğunu ifade etmek bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ancak ülkemizde ne madencilik alanında nede diğer sektörlerde bilimsel bir planlamadan ve uzun erimli politikadan söz etmek mümkün değildir.  Madencilik planlamalarının ve politikalarının en temel uygulaması olan Maden Kanunu son 12 yıl içerisinde 3 kez değişime uğramış ve 18 Şubatta onaylanarak yürürlüğe giren yeni maden kanununun uygulama yönetmeliği hala yürürlüğe girememiş ve alınan duyumlara göre yeni maden kanunu çalışmalarına başlanacağı şeklindedir.

2004 yılında 5177 sayılı kanun da yapılan değişiklikle ruhsat güvencesine kavuşturulan taş ocakları ve agrega sektörü bu kadar sık değişen ve değiştirilen bir maden kanunu ile ruhsat güvencesinden daha da riskli olan planlama, yatırım ve geleceksizlik sorunları ile karşı karşıya kalmaktadır. Mevzuatın bu duraysızlığı aynı zamanda tüm sektörü de benzer şekilde etkileyecektir.

Ülkelerin gelişmişlik kriterlerinden bazıları da ulaşım ağları, yeraltı ve yerüstü yapılarıdır. Bu da kırmataş üretimine olan ihtiyacın dolayısı ile vazgeçilmezliğinin bir göstergesidir. Ancak günümüzde uygar dünyada, gelişmişliği, insani, sosyal, kültürel, çevresel ve mekânsal boyutlarıyla tanımlayan yeni yaklaşımlar da giderek güçlenmektedir. Bütün bunları göz önünde bulundurarak bilim ve teknolojiyi hayatımıza katan mühendislerimizin önemli bir yükümlülüğü de güvenli işyeri koşullarından taviz vermeksizin, insani özellikli projeleri hayata geçirmek ve bu uğurda yapılan tüm faaliyetlerin çevreye uyumunu ve ekolojik dengeye etkisini araştırarak doğayı ve ülke geleceğini göz önünde bulunduran çalışmalara imza atmaktır.

Kırmataş sektörü ulaştığı yatırım düzeyi, yıllık bilançosu, üretim boyutu ve sağladığı istihdam ile madencilik alanında ülkemize katma değer üreten özel ve önemli bir madencilik alanıdır.

Kırmataş sektörü, yürürlükteki yasalardan, üretimden, ürün temini ve kalitesinden, çevresel etkilerden, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile arazi kullanımından kaynaklanan çok ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Özellikle artan yoğun ve plansız çarpık kentleşme alanları içinde kalmış kırmataş ocak işletmeleri; hammadde kapasitelerine göre sürdürülebilir üretimleri, bilimsel ve teknik açıdan yeniden yapılandırma gereklilikleri dikkate alınmadan karşılaşılan iş güvenliği ve çevre sorunları yanında artan sosyal baskılar ile teknik ve ekonomik açıdan sınırlandırılarak sonlandırılmaktadır.

Saygıdeğer Delegeler, Değerli Konuklar,

TMMOB ve Odamızın temel görevlerinden biri de bilimsel çalışmalar ve deneysel yaklaşımları kamuoyuna sunmak ve üyeleri ile paylaşmak için bilimsel ve teknik toplantılar düzenlemektir. Odamız tarafından 45. Dönemi kapsayan 2016 ve 2017 yılları içerisinde planlanan kongre ve sempozyumlardan biri olan "8. Uluslararası Kırmataş Sempozyumu" bu dönem Kütahya İl Temsilciliğimiz ve Dumlupınar Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü ile birlikte düzenlenmiştir. Sempozyumda; kırmataş sektörünün sorunlarının saptanması ve çözümüne yönelik bilimsel ve teknik düzeydeki gelişmelerin tartışılması, ulaşılan sonuçların da meslektaşlarımıza ve kamuoyuna aktarılması planlanmıştır.

Saygıdeğer Delegeler, Sevgili Meslektaşlarım,

Sözlerime son vermeden önce bundan tam bir yıl önce yaşama gözlerini kapayan İzmir Şube Başkanımız Sayın Muhammed Yıldız` ı sevgiyle, saygıyla ve hasretle andığımız sizlerle paylaşmak istiyorum.

Sevgili Muhammed Abi, Odamızın temel taşlarından olup Odamız onun ve arkadaşlarının mücadelesi ile bu günlere gelmiştir.

Muhammed Abi, ışıklar içinde uyu, yıldızlar yoldaşın olsun.

Saygıdeğer Delegeler, Sevgili Meslektaşlarım,

Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçen TMMOB Maden Mühendisleri Odası Kütahya İl Temsilciliği ile Dumlupınar Üniversitesi` ne, Sempozyum Yürütme ve Bilimsel Kurul Üyelerine, bildiri sunarak katkı koyan saygıdeğer meslektaşlarımıza ve hocalarımıza, bizzat katılarak bizleri onurlandıran delegelerimize ve emeği geçen herkese TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu ve şahsım adına teşekkür ediyor hepinizi saygı ile selamlıyorum.

Ayhan YÜKSEL

TMMOB Maden Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu Başkanı

13 Ekim 2016, Kütahya

Okunma Sayısı: 159
Yayın Tarihi: 15.10.2016
Fotoğraf Galerisi