TMMOB Maden Mühendisleri Odası

44. DÖNEM ANKARA DELEGASYONU GENEL KURUL KONUŞMASI

(11 Ocak 2014 -TMMOB Öğrenci Evi)

Değerli Meslektaşlarım,

Sözlerime başlarken sizi Çağdaş Maden Mühendisleri Grubu ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum. Ülkemiz çok zor bir dönemden geçerken Odamızın Genel Kurullarını yapıyoruz.

AKP‘nin 11 yıllık iktidarında icraatlarıyla dış politikamız tam bir çıkmaza sürüklenmiştir. Dış politikada sıfır sorundan bugün sıfır komşu sonucuna varılmıştır. Komşularımızla sorunlar artmış ve ülkemiz bölgemizde yalnızlığa itilmiştir.

Büyük Ortadoğu projesinin (BOP) eş başkanı olduğunu övünerek söyleyen Başbakan, Irak‘ta 1 milyon kişinin ölümüyle sonuçlanan işgale destek olmuş, işgalci ABD askerlerinin evlerine sağ salim dönmeleri için dua etmiştir.

Suriye‘de şeriatçı güçleri destekleyen iktidar, hemen sınırımızda şeriatçı bir devlet kurulması çalışmasına önayak olmaktadır. Savaşın sınırımıza taşınmasına neden olmuştur.

İçeride; ayrıştırıcı, ötekileştirici, politikalarla halk kutuplara bölünmüş, Cumhuriyetin değerleri yok edilmiş, laik, sosyal hukuk devleti ciddi yara almıştır.

Özelleştirme uygulamalarıyla ülke taşeron cumhuriyetine dönüştürülmüştür. Gelir dağılımında uçurum büyümüş, halkımız ve meslektaşlarımız daha fazla yoksullaşmıştır.

Dış borç stoku ve dışa bağımlılık her alanda artmıştır. Eğitim, sağlık, ulaşım hizmetleri özelleştirilmiş, bu hizmetlere ulaşmak parası olan için geçerli bir hale getirilmiştir.

Derelerimiz, madenlerimiz, kentlerimiz çok uluslu şirketlere ve sermayeye peşkeş çekilmiştir. Yaşam biçimine müdahale edilen, yok sayılan gençler; geçen Haziran ayında yeter artık diyerek tepkilerini göstermek için sokaklara dökülmüş ve 6 gencimiz katledilmiştir. Buradan o gençlerimizi saygıyla anıyorum.

Hukuk dışı bir genelgeyle tüm maden izinleri direkt Başbakanın onayına bağlanmış, bu nedenle sektörümüz adeta kilitlenmiştir. Hukuk devletinde olmaması gereken bir uygulamayla genelge, yasanın ve yönetmeliğin önüne geçmiştir. Bunun sonucunda maden mühendisi meslektaşlarımızın işsizlik sorunu daha da katmerleşmiştir.

Kömür sahaları ve elektrik santralleri özelleştirilmiş, Seyitömer kömür sahası yandaş bir firmaya verilirken, işyerleri özelleştirilmek istenen Yatağan işçileri 4 aydır işi, aşı, geleceği için direnmektedir.

Siyasi iktidar meslek odalarını Bakanlıklara bağlayarak sesini kesmek istemekte ve farklı düşüncelere tahammül edememektedir. 15.000 meslektaşımızın söz ve karar mekanizmalarını susturarak bir bürokratın iki dudağı arasına sıkıştırmaya çalışmaktadır.

11 yıldır ülkeyi yöneten hükümet-cemaat koalisyonunun, bugünlerde menfaat paylaşımı nedeniyle bozulmasıyla bütün pislikler ortaya dökülmüş, bugüne kadar bilinmeyen olumsuzluklar gözler önüne serilmiştir.

Kese kağıdı içinde verilen rüşvetler, ayakkabı kutusu içinde saklanan dolarlar, yatak odalarındaki para sayma makinaları, ihale takip eden, aracılık yapan Bakan çocukları, Bakanlar, bu nedenle mahkeme kararıyla ifadeye çağrılan ancak ifade vermeyen Başbakan çocuğu, mahkeme kararlarını uygulamayan kolluk kuvvetleri, içinde silah olduğu söylenen ve mahkeme kararı çıkarılan TIR‘ın aratılmaması, iktidarın kendi oluşturduğu HSYK‘nun şimdi beğenilmeyip direkt bakana bağlanmak istenmesi, açığa alınan yargı mensupları, 2000 polis yetkilisi ve memurunun yer değiştirmesi bu olumsuzlukların son örnekleridir. Ülkemiz, siyasi iktidarca yönetilemez duruma getirilmiş, bir kaos ortamı yaratılmıştır.

Değerli Meslektaşlarım,

Böyle bir ortamda bir meslek odası nasıl davranmalıydı? İşte biz de tam bunu yaptık. Bağımsız, demokratik, çağdaş, laik bir ülke için, onurlu bir meslek için sesimizi yükselttik. Hukuk devleti ilkelerine, insan haklarına bağlı kalınsın istedik. Cumhuriyetin değerlerine sahip çıktık. Madenlerimiz peşkeş çekilmesin dedik. Meslektaşlarımızın insanca yaşaması için mücadele ettik. Meslektaşlarımızın ve maden emekçilerinin iş cinayetlerinde yaşamlarını yitirmemeleri için haykırdık.

İşte tüm bunları yaptığımız için bazı kesimlerce "Oda siyaset yapıyor" diye eleştirildik. Eğer bunun adı siyasetse Maden Mühendisleri Odası siyaset yapmaya devam edecektir.

Şimdi bütün bu yaşananlara ses çıkarmayan, dilsiz gibi susan, iktidarla içli dışı olan, iktidarın nimetlerinden yararlanan birileri "demokratik yarış" adı altında Odamızın yönetimine talip olmaktadır.

Ancak bu arkadaşlar şunları bilmemektedir:

- Madenciler emekten yanadır, Çünkü emeğiyle geçinirler.

- Madenciler, haktan hukuktan yanadır. Çünkü, adaletten doğruluktan ayrılmazlar,

- Madenciler özgürlüğe tutkundur, baskıya boyun eğmezler. Çünkü, yaşamı nasırlı elleriyle yeniden üretirler.

- Güçlüdürler, Çünkü asalak değil üretkendirler.

Böyle bir geleneğin temsilcisi olan Maden Mühendisleri; halktan yana, emekten yana, bilimden yana, özgürlükten yana mücadelesini dün olduğu gibi yarın da yılmadan sürdürecektir. Aydınlık beyinli, aydınlık yürekli meslektaşlarım yarın sandıkta bunun gereğini yerine getirecektir.

Yaşasın İş, Ekmek,Özgürlük Mücadelemiz,

Yaşasın Maden Mühendisleri Odası Örgütlülüğü,

Yaşasın Maden Mühendislerinin Birlikte Yürüyüşü.

Teşekkür ediyor, sizleri tekrar saygıyla selamlıyorum.

Mehmet TORUN

Okunma Sayısı: 444
Yayın Tarihi: 12.01.2014