TMMOB Maden Mühendisleri Odası

1. Öğrenci Üye Kurultayı Sonuç Bildirgesi

MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI

 

1.ÖĞRENCİ ÜYE KURULTAYI
S O N U Ç    B İ L D İ R G E S İ

  

Yakın bir gelecekte meslek örgütümüz olacak olan Maden Mühendisleri Odası‘nın 1. Öğrenci Üye Kurultayı; 16 üniversitenin delegasyonu ile "İşsizlik", "Eğitim" ve "Yetkin /Uzman Mühendislik" ana başlıklarıyla Ankara‘da 13-14 Nisan 2007 tarihlerinde gerçekleştirilmiştir.

Ana başlıklar ölçeğinde, Kurultay kararları aşağıdadır:

EĞİTİM

Bilindiği üzere, 21. yüzyılın Dünya toplumuna kattığı politikaların alt yapısını Küresel Kapitalizm, diğer bir ifadeyle Globalizm oluşturmaktadır. Bu kavram, aslında Kapitalist üretim ve tüketim ilişkilerinin kendini geliştirme sürecinin en son aşamasını karşılar. Bu durum, Dünya toplumunda kar kavramının bütün insani değerlerin üzerine yükselmesi şeklinde karşılığını bulur. Dolayısıyla, gelişmekte olan ülkeler sınıfında değerlendirdiğimiz Türkiye‘de de, bütün pazarların küresel sermayenin emrine teslimi süreci söz konusudur.

Günümüzde dünya eğitim sektörü yıllık 2 trilyon dolarlık bir pazar durumundadır. Dünya toplam ticareti üzerinden dolaşıma giren paranın 1997 rakamları ile 5,47 trilyon dolar olduğu düşünülürse, eğitim üzerinden dolaşıma giren 2 trilyon doların çekiciliği kendiliğinden anlaşılır. Bugün üniversitelerimizde yaşanan yapısal dönüşümleri anlayabilmenin, bu politikalara karşı güçlü bir mücadele verebilmenin ön koşulu kuşkusuz, dünya ölçüsünde yaygınlaşan bu neo-liberal politikaları anlayabilmekten ve toplu, örgütlü bir karşı duruş sergileyebilmekten geçmektedir.

Kapitalist sistem, bir taraftan Yeni Dünya‘nın gereklerinden zannederek planlama düşüncesinden vazgeçmekte, diğer taraftan Ulusal Eğitim Politikaları oluşturmayı gereksiz bir çaba olarak değerlendirmektedir. Öyle ki, bu konuyu bile küresel kuruluşların yönlendirmelerine terk etmekten çekinmemektedir. Pek çok konuda olduğu gibi, üniversite eğitimi konusunda da Türkiye‘yi her gün biraz daha derin bir açmazla karşı karşıya getirmektedir.

Emperyalist ülkeler, özellikle dünyadaki enerji kaynaklarını sömürmek amacıyla yeni bir savaş ortamı yaratmaktadırlar. Özellikle ABD emperyalizminin açık şiddet politikaları bütün dünyayı tehdit etmektedir. Afganistan ve Irak işgallerinin ardından Suriye ve İran üzerine yapılan saldırı planları, özellikle ülkemizi savaşın içerisine çekebilecektir. ABD çıkarlarına hizmet eden böylesine bir ortam tüm halkımızla birlikte biz öğrencilerin de başta yaşama hakkını elinden alacaktır. Biz, kendimiz kadar tüm dünya öğrencilerinin de yaşama ve eğitim görme hakkının olması gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle, emperyalist ülkelerin yayılmacı saldırgan politikalarına karşı durulması gerektiğine inanıyor, başta ABD olmak üzere tüm emperyalist ülkelerin işgalci politikalarına karşı çıkıyoruz.

Bizler geleceğin Maden Mühendisleri olarak, emperyalistlerin ve yerli işbirlikçilerinin ülkemiz insanlarının temel hakkı olan eğitimi kar mantığı çerçevesinde değerlendirmelerine karşı, aşağıda saydığımız taleplerimiz ve değerlendirmelerimiz ile bu barbarlığa karşı mücadele içerisinde olacağız:

1) 12 Eylül Askeri darbesi ile oluşturulan ve yüksek öğretimde kontrol ve baskı aracı olarak işlev gören YÖK kaldırılmalıdır. Üniversitelerde gerici müdahaleye olanak veren yapı değiştirilmeli, biz öğrencilerin de temsilini öngören mali, idari ve bilimsel özerklik sağlanmalıdır.

2) Üniversitelerin karar mekanizmaları demokratik bir işleyişe açık olmalı; üniversitede söz, yetki, karar mekanizmalarında, üniversitelerin bileşenleri olan öğrenciler ve akademisyenlere yer verilmelidir.

3) Bütün üniversitelerde eğitim-öğretim ve sosyal haklar parasız olmalı, bilimsel eğitim ve araştırma olanaklarının yaratılması için kütüphane, laboratuar, derslik, yemek, barınma gibi temel gereksinimler ücretsiz olarak karşılanmalıdır.

4) Sorgulayan, özgür düşünen ve bilimsel olarak gelişen bir üniversite kimliği için ezberci ve baskıcı eğitimden vazgeçilmelidir. Uygulamalı ders sayısı ve laboratuarlar artırılmalıdır.

5) Üniversite eğitimi ile öncesindeki eğitim ve öğretim dönemleri bir bütündür. Üniversite eğitimi de dahil olmak üzere bütün Eğitim-Öğretim sistemi demokratik bir yapıda ele alınmalıdır. Mevcut sistemde yer alan ırkçı-gerici-cinsiyetçi- bilim dışı içeriği, insan hakları, barış, eşitlik gibi evrensel değerler çerçevesinde değiştirilmelidir.

6) Üniversiteler, bölümler ve kontenjanlar ülkemizin gereksinimleri göz önüne alınarak planlanmalıdır. Siyasi hesaplarla akademik ve teknik altyapısı hazırlanmadan yeni üniversite ve bölümlerin açılmasına ve üniversite eğitiminin kalitesizleştirilmesine son verilmelidir.

7) Mesleki eğitimin çok önemli bir unsuru olan stajlar, göstermelik olmaktan çıkartılmalıdır. Bunun için uygun işletmeler belirlenerek stajyer kadroları açılması zorunlu hale getirilmeli, stajyer öğrencilere ücret ödenerek sosyal güvenlikleri sağlanmalıdır.

8) Son dönemlerde yükselen ırkçılık eğilimlerini ve bu eğilimlerin yarattığı linç kültürünü reddediyoruz. Bizler, tüm yurttaşlarımızın kendi kültürlerini özgürce yaşayabileceği, insan haklarına saygılı, evrensel hukuka uygun, demokrasi ve barışın egemen olduğu ekonomik, sosyal ve siyasal bir ortamda eğitim görmek ve yaşamak istiyoruz.

İŞSİZLİK

Dünya çapında büyüyen işsiz mühendisler ordusuna ülkemizden de katılımın artması, küreselleşme ideolojisi içerisinde yer alan "işgücünün serbest dolaşım özgürlüğü" ilkesinin doğal bir sonucudur. Bu "özgürlüğün" bize ifade ettiği şey; rekabet koşullarına göre belirli sektörlere yığılabilen ya da istendiği an hemen işten atılabilen bir yığın olarak görülmektedir.  Ayrıca, toplu karşı duruşların önüne geçmek adına, asıl anlamlı gördüğümüz "örgütlenme özgürlüğü"ne ise kısıtlamalar getirilmeye çalışılmaktadır.

Bizler geleceğin Maden Mühendisleri olarak, bu alenen uygulanan saldırılara aşağıdaki taleplerimizle hep birlikte karşı çıkıyoruz:

1) Sermayenin çıkarlarına dayalı, kar etmek dışında herhangi bir şeye değer vermeyen sistem politikalarının yerine toplumsal, halktan ve emekten yana politikalar uygulanmalıdır. İşsizlere maaş bağlanmalı, bütün yurttaşlarımız sosyal güvence altına alınmalıdır.

 

2) İşsizler ordusunu günden güne büyüten, kadroluluk yerine sözleşmeli personelliği destekleyen, şirket mantığını kamu kurumlarına entegre etmeye çalışan politikalara, kamu kurumlarının birbiri ardına "babalar gibi satarız" mantığıyla özelleştirilmesi sürecine hemen bir son verilmelidir.

 

3) IMF, Dünya Bankası gibi kuruluşlardan daha fazla kredi alınmamalı, borç ile borç kapatan zihniyet yerine ülkenin doğal kaynakları ile rahatça elde edilebilecek gelirler verimli bir şekilde kullanılarak bu bağımlılık bir an önce noktalanmalıdır.

 

YETKİN / UZMAN MÜHENDİSLİK

 

Yetkin mühendislik, Uzman mühendislik tartışmalarında, "mühendislik hizmetlerinin düzenlenmesi, denetlenmesi, hizmetin mesleki açıdan yetkin insanlar tarafından verilmesi", yani mühendislik uygulamalarının bilime ve meslek etiğine bağlı bir biçimde gerektiği gibi yapılabilmesi toplumun büyük çoğunluğu tarafından istenen bir olgudur.

Ancak meslek etiğine sahip olma, topluma karşı sorumluluk duyma, yeterli mesleki bilgisi, "yetkin-uzman mühendislik" tartışmalarının dışında, bir mühendisin sahip olması gereken özelliklerdir. Bu özelliklere uygun mühendis yetiştirilememesinin ve mühendislik hizmetleri verilememesinin ekonomik, siyasal, kültürel, eğitimsel, bilimsel pek çok nedeni vardır.

Her şeyden önce bilinmelidir ki, tüm diğer olgular gibi mühendislik olgusu da yaşanılan ekonomik-siyasal sistemden bağımsız değildir. Azami kar güdüsüyle işleyen kapitalist sistem, her türlü toplumsal ve/veya insani değeri, kar hırsı içersinde yozlaştırmakta, çürütmekte ve yok etmektedir. Kapitalist sistemde neyin nasıl yapılacağı kişilerin inisiyatifi ve bilgi düzeyinden görece bağımsız olarak, piyasa koşulları ve kar mekanizmalarınca belirlenmektedir. Mühendislik mesleğinin uygulanmasında görülen eksiklik ve yanlışlıklar yalnızca mesleki bilgi ya da etik yetersizliğinden kaynaklanmamaktadır. Kapitalist üretim ilişkileri içerisinde "bilmek" ve "uygulamak aynı şey değildir.

Yetkin-Uzman mühendislik tartışması, kişilerin ve hizmetlerin serbest dolaşımı başlığı içerisinde yer alan ve tüm AB üyesi ülkelerin yaptığı/ yapmaya çalıştığı bir düzenlemedir. AB‘nin emperyalist bir örgütlenme olgusu olduğunu bilinmesine karşın, AB kaynaklı her şeyi reddetmek gerekli değildir. Ancak, AB yeni idari düzenlemeler yaparken, toplumsal dengeleri göz önünde bulundurma zorunluluğu içerisinde davranmaktadır. Bu nedenle olumsuz düzenlemelerin içinde bile kimi olumlu konular yer alabilmektedir.

Şu an yürütülen "yetkinlik" tartışması, çok önemli bir toplumsal sorunumuzu gizlememelidir. Bu sorun, eğitim sisteminin, okul öncesi dönemden yüksek öğrenimin en uç noktasına kadar çürümüş, yozlaşmış, anti-bilimsel, gerici yapısıdır. Bu genel sistem içerisinde özellikle yüksek öğrenimin içerisinde bulunduğu açmazlar, sorunun özüne dokunulmadan, sonuçları itibarıyla çözülmesi olanaklı değildir. Üniversitelerin özerk-demokratik olmayan yapısı, eğitim olanakları, gerici müfredat, ortaokul düzeyindeki taşra üniversiteleri vb. bir dizi temel sorun göz ardı edilmeden konular değerlendirilmelidir.

Söz konusu yasa taslağı ya da tasarılarının ne zaman yasalaşacağı belli değildir. Fakat özellikle öğrenciler ve genç mühendisler, geleceklerini ciddi olarak etkileyecek bu tür uygulamaları önceden incelemeli ve olası sonuçlarıyla alınabilecek önlemleri şimdiden düşünmelidir.

Elbette bu tasarı sadece genç mühendis ve öğrencileri ilgilendirmemektedir. Bu tür konular tüm mühendisleri, mühendislik örgütlerini ve hatta bütün toplumu ilgilendirmesi gereken bir konudur. Çünkü, mühendislik uygulamalarındaki her hangi bir aksaklık, yanlış, çok büyük maddi kayıplara ek olarak toplumun dramatik acılar yaşamasına neden olmaktadır.

Mühendislerin mesleki formasyonlarının oluşmasına kaynaklık eden mühendislik eğitimi, mühendislik mesleğini yapan mühendisler ve mühendislik mesleğinin gerçekleştiği üretim ve hizmet alanlarının bütününe yönelik alternatif bir görüş, uygulama ve politika geliştirilmesi gerekmektedir. Bu alanların bir birlerinden kopartılarak, her birine ayrı ayrı görüş, politika ve uygulama önermek sorunun özüne çözüm bulmak yerine var olan olumsuzlukların daha da derinleşmesine neden olacaktır.

Bizler geleceğin Maden Mühendisleri olarak Yetkin/Uzman Mühendislik çalışmalarına ilişkin taleplerimiz aşağıdadır. 

1)  Son dönemde gündemimize giren Yetkin/Uzman mühendislik tartışmaları gelecek kaygısı yaşayan bizleri daha da kaygılandırmaktadır. Benimsenen eğitim sisteminin yanlışlığından kaynaklanan sorunların, Yetkin/Uzman mühendislik düzenlemeleri ile giderilmeye çalışılması sorunlara doğru ve kalıcı çözüm olmayacaktır.

2)  Yetkin/Uzman mühendislik, biz geleceğin genç mühendisleri için, zaten az olan iş bulma olanaklarını daha da azaltarak, çalışma yaşamını daha da zorlaştıracağından kaygı duymaktayız.

3) Bu süreç, maden mühendisliği bölümlerini bitirmemize rağmen, mühendislik yetkilerimizi kullanamamamıza ve ucuz işgücü olarak emeğimizin sömürülmesine neden olabilecektir.

4) Yetkin/Uzman mühendis uygulaması, mühendislerin arasında usta-çırak ilişkisinin doğmasına neden olabilecek ve mühendisler arasında ayrıcalıklı bir grup oluşabilecektir.

5) Mevcut sistemin oluşturduğu eşitsizlik üzerine oturtulacak Yetkin/ Uzman Mühendislik düzenlemelerinin mühendis adayı olan biz öğrencilerin büyük çoğunluğunun, gelecekte büyük sıkıntılar yaşamasına neden olacaktır diye düşünmekteyiz.

6) Bizler, sorunlarımızın halkın sorunlarından ayrı tutulmayacağını ve sorunların emek ve meslek örgütlerinin ortak mücadelesi ile çözülebileceğini bilerek, TMMOB Mühendislik Mimarlık Kurultayı‘nda ifade edildiği gibi "TMMOB ve odaları; gerek Dünya Ticaret Örgütü gerekse Avrupa Birliği (gümrük birliği) kanallarından gelen teknik ve mesleki mevzuat uyarınca mühendislik/mimarlık meslek alanlarının düzenlenmesine dönük uyumlaştırma çalışmalarına karşı durur, bu yönde izlenen politika ve uygulamalar ile mücadele eder." ilkesini benimsemekteyiz

7) Eğitim sistemindeki yanlışların doğurduğu sonuçların giderilmesi düşüncesiyle Hükümet tarafından gündemimize sokulan ancak sorunlara hiç bir biçimde çözüm getirmeyen yetkin/uzman mühendislik düzenlemesinden vazgeçilmeli, Odamız ve üst birliğimiz TMMOB bizim taleplerimize ve mücadelemize destek olmalıdır.

  

SONUÇ OLARAK

1) Biz, Maden Mühendisliği Öğrencileri olarak, üniversitelerde, ülkede ve dünyada var olan güncel ve toplumsal sorunları ve bu sorunların üniversitelinin kendi yaşam alanına yansımasını yorumlamak, biz öğrencilerin oluşturduğu komisyonların gönüllülük temelinde çalışma yürütmesi, üniversitelerde demokrasi, özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi veren tüm öğrencilerle birlikte; ilerici, yurtsever bir karşı duruşu yaratmayı hedefleyen bir mücadele içinde olacağız.

 

2) Biz, Maden Mühendisliği Öğrencileri olarak, görevi; insanlık ve toplum yararına, bilimsel bilgiyi üretmek, bu bilgiyi üretecek insanlar yetiştirmek ve üretilen bilgiyi toplumla paylaşmak olan üniversitelerimizin temel hedefi ile bu hedeflerin araştırma, yayın, uygulama ve eğitim araçlarıyla bir kamusal hizmet olarak gerçekleştirilmesi konusunun uğraşısı içinde olacağız.

 

3) Biz, Maden Mühendisliği Öğrencileri olarak, bu Kurultayın sonuçlarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla TMMOB tarafından yapılacak mühendislik ve mimarlık öğrenci kurultayı çalışmalarına katılım ve katkıda bulunacağız ve taleplerimizin takipçisi olacağız.

 

4) Biz, Maden Mühendisliği Öğrencileri olarak, öğrenmeyi öğrenmiş, araştıran, bilgi üreten, teknolojiyi kullanabilen, sosyal bilimlere açık, çevresini sorgulayan, yaratıcı, üretken, toplumla bütünleşen, yerel değerleri göz ardı etmeyen, zamanın değerini kavrayan, kendisiyle barışık, etik değerlere sahip, meslek örgütüne ve örgütlenmesine inanan, ülke, toplum ve meslek sorunlarına duyarlı maden mühendisleri olacağız.

 

Ve son olarak;

  Biz, Maden Mühendisliği Öğrencileri olarak, "yüreğimizdeki insan sevgisini ve yurtseverliği baskı, zulüm ve engelleme yöntemlerinin söküp atamayacağının bilinci içinde, bilimi, tekniği emperyalizmin ve sömürenlerin değil; halkımızın hizmetine sunmak, her çabayı sürdürmek ve güçlendirmek için bu yolda inançlı ve kararlı olacağız." diyoruz.

 

 

14 Nisan 2007, ANKARA

Okunma Sayısı: 1329
Yayın Tarihi: 02.05.2007