TMMOB Maden Mühendisleri Odası

Zemin Etütleri Raporu

Türkiye, 1999 yılında iki büyük deprem felaketini ardı adına yaşadı. 17 Ağustos Kocaeli ve üç ay sonra 12 Kasım Düzce depremlerinde 45.000 kişi ve 20 milyon dolar yitirildi. Doğu Marmara depremleri 3,5 milyon yıldır her 7 ila 30 yıl arasında olagelmektedir. 1.500 km’lik doğu-batı uzunluğu boyunca, yaklaşık 35.000 kez kırılan Kuzey Anadolu Fay Hattı gelip Marmara Denizi kıyılarına dayanmış, kırılmayı beklemektedir. 10 milyon nüfuslu İstanbul, 2,5 milyon nüfuslu Bursa, ve 250 bin kişilik Tekirdağ halkı korku ve endişe içinde deprem anını beklemektedir. Ne zaman? Nerede? Ne büyüklükte? Ne şiddette? Nereleri etkiler? Bunlar sürekli olarak yer bilimleri ile uğraşan mühendislere sorulan sorulardır. Türkiye her beş yılda bir çok büyük (M>7), dört yılda bir büyük (64,5), bir deprem oluyor.

Her yıkıcı depremde, 1.000 kişi/yıl can yitirilmekte, depremle ulusal gelirin % 1 – 5’i (2-10 milyar dolar) yitirilmekte, kalkınma hızı bir puan gerilemektedir. Bir milyon kişiyi depremden etkilenmeyecek bir yere taşıma tutarı bir milyar dolar iken, deprem araştırmalarına ayrılan pay bir milyon doların çok altındadır. Oysa ülkemizde sigara tüketimine dört milyar dolar harcanabilmektedir. Yapılarda; inşaat mühendisi kullanım oranı %8, yerbilim mühendisi (Maden, Jeoloji ve Jeofizik) kullanım oranı % 0,1’dir. Yeni çıkan yer araştırma ve yapı denetim yasa, genelge ve yönetmelikleri, gerçeği yansıtıyor mu? Neden hala maden, jeoloji ve jeofizik mühendislerinin birlikte çalışması zorunlu kılınmıyor.

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca 1993 yılında yayınlanan 93/34 sayılı “Zemin ve Temel Etütlerinin Kapsamı” başlıklı bölümünde “Zemin araştırmaları sorumlu mühendisin daha fazla derinliklerin yapının davranışını etkilemeyeceğini belirlediği derinliğe kadar yapılır. Bu derinlik genel olarak yapı zemin özelliklerine müştereken bağlıdır. Sondaj ve arazi çalışmaları bir jeoloji mühendisi, jeolog, inşaat veya maden mühendislerinin gözetiminde gerçekleştirilmelidir.” şeklindedir. Bu esaslar doğrultusunda bir çok maden mühendisi MTA, DSİ, Karayolları Genel Müdürlüğü ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü gibi kamu kurumlarında bu “Esaslar”da belirtilen zemin ve temel etütleri ile sondaj ve arazi çalışmalarında görevlendirilmektedir.

Ancak, 17 Ağustos 1999 depreminden sonra önlem alma ihtiyacı hisseden Bayındırlık ve İskan Bakanlığı 2.9.1999 tarihinde yayınlanan Yönetmeliğin (*) 34. maddesi ile değiştirilen asıl yönetmeliğin 57. maddesinin 3. fıkrasının (b) bendi “Ruhsata esas statik projelerin hazırlanmasından önce zemin etüdü yapılması gereği belirtilmiştir. Zemin etütleri ile ilgili jeolojik etütler yerinde ve/veya laboratuarda yapılacak zemin/kaya mekaniği deneylerinin gerekli görülmesi halinde sondajları kapsayan araştırmalar jeoloji mühendislerince yapılacaktır.” denilerek bu düzenlemede maden mühendislerine hiç yer verilmemiştir.

Geçtiğimiz dönem içerisinde bu yönetmelik (*) doğrultusunda çalışmalarını başlatan Yönetim Kurulumuz DSİ ve MTA’da çalışan konunun uzmanı meslektaşlarımız ile görüşmüş, bir çok üniversiteden konuyla ilgili görüşler almış ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü ile iletişime geçerek gerekli girişimlerde bulunmuştur. Bu girişimlerden bir sonuç alınamaması üzerine yasal süre içinde müracaat edilerek Odamızın Hukuk Müşavirliği aracılığı ile söz konusu genelgenin (**) iptal istemi ile Danıştay’a dava açmıştır.

Davamıza gerekçe olarak 1993 yılında yayınlanan “Esaslar”da ki maden mühendislerinin yasal hak ve vecibeleri ön plana çıkartılarak bu konularda en az jeoloji mühendisleri kadar yetkin olduğumuz belirtilmiştir. Ayrıca; YÖK tarafından belirtilen Maden Mühendisliği eğitim programında Genel Jeoloji, Mineraloji, Petrografi, Sondaj Tekniği, Topografya, Jeolojik Harita Alma, Genel Mekanik, Mukavemet ve Kaya Mekaniği dersleri zorunlu dersler kapsamındadır. Bu temel bilgilerle donatılmış maden mühendislerine Yönetmelik (*) ve Genelge de (**) yer verilmemiş olması hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir.

31.1.2000 tarihli genelgede (*) “söz konusu etütlerle ilgili rapor yayınlayan ve Temel Etüdü Raporu’nun hazırlanmasına ilişkin esaslara uygun olarak düzenlenecektir” denilmesine rağmen yönetmeliğin (*) 34. maddesinde aynı işlemlerin tarifinde maden mühendislerine yer verilmemesi hukuka aykırıdır.

93/34 sayılı Esaslarda ayrıca gerekli etüdü muayene çukuru, sondaj, arazi ve laboratuar deneylerini gözetip denetlemek ve etüt belgelerini denetlemek için “Zemin ve temel konularında uzman mühendisin görevidir. Zemin ve temel raporu bu uzman tarafından düzenlenir.” denilerek etüdü yapacak mühendisin uzman olacağı belirtilmiştir. Daha önce yürürlükte olan yönetmelikte (*) ise söz konusu uzmanlık aranmamaktadır.

Dava Danıştay 6. mahkemesinde devam ederken 13.07.2000 tarih ve 24108 sayılı Resmi Gazete’de “3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler ve Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” (***) yayınlanmıştır. 12. maddede “Aynı yönetmeliğin 2.9.1999 tarih ve 23804 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelikle değişik 57. maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.” denilerek 93/34 sayılı Esaslar’a atıfta bulunulmuştur.

Yönetmelikle bu durum hiçbir şekilde gözetilmemiştir. Şöyle ki; bu yönetmelikle üniversiteden birkaç gün önce mezun olan bir jeoloji yada jeofizik mühendisi zemin ve temel etütleri konusunda görev yapabilirken, örneğin DSİ, MTA Jeoteknik hizmetleri biriminde yıllarca görev yapmış onlarca proje hazırlamış uzman maden mühendisleri veya üniversitede kaya mekaniği sondaj profesörü olan bir hocamız sırf maden mühendisi olması nedeniyle görev yapamamaktadır. Bilindiği gibi ülkemiz bir deprem kuşağı üzerinde olup İstanbul ilimiz yakın bir tarihte deprem felaketiyle karşı karşıyadır. Odamız bu konuya bir meslek şovenizmi ile yaklaşmayıp bilmin ve tekniğin ön plana çıkartılmasıyla, konunun uzmanı mühendislerce bahse konu etütlerin gerçekleştirilmesini amaçlamaktadır. Yukarıda verilen örneğin tam terside üniversiteden birkaç gün önce mezun olan bir maden mühendisine de zemin etüdü yapma imkanı tanınması durumunda bu yönetmeliğin kamu yararına aykırı olacağı açıktır. Tüm bu konularla ilgili teknik detay Çizelge’de sunulmuştur.

Unutulmamalıdır ki binanın oturacağı temel, zemin (kil, kum, toprak, agrega) sınıfından, zayıf kaya kütlesi sınıfına ve hatta kuvvetli kaya kütlesi sınıfına kadar değişebilmektedir. Bu durumda zemin etütleri kast edilirken bu etütler içerisine “zemin sınıflaması”nın yanı sıra, zemin ve kaya mekaniği deneylerinin de dahil edilmesi gerekmektedir. Bu etütler jeoloji ve inşaat mühendisliğinin yanı sıra maden mühendisliğinin de uzmanlık alanına girmektedir.

Dava dilekçesinde de belirttiğimiz gibi gönderme yapılan “Zemin Temel Etüt Raporlarının Hazırlanmasına İlişkin Esaslar”ın “Zemin ve Temel Etütleri Kapsamı” başlıklı bölümünün 5/2 maddesinde “Zemin araştırmaları sondaj ve arazi çalışmaları bir jeoloji mühendisi, jeolog, inşaat ve maden mühendislerinin gözetiminde gerçekleştirilmelidir.” denilmektedir. Böylece, zemin etütlerine ilişkin işlerde maden mühendislerine bu yönetmelikte (***) yeniden yer verilmiştir. Bir başka ifadeyle iptalini talep ettiğimiz 2.9.1999 tarihli Yönetmelik (*) talebimiz doğrultusunda ortadan kaldırılmış ve zemin ve temel etütleri konusunda maden mühendisleri yeniden görevlendirilmiştir.

Bu hukuki gelişmelere rağmen 13.7.2000 tarihli yönetmeliğin (***) ardından Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ve bağlı kuruluşları bu yönetmeliğe (***) aykırı işlemler yürütmüş ve maden mühendislerine görev vermemiştir. Odamız konunun hukuki ve uygulama boyutunu yakından takip etmiş, gelişmelerden şube ve temsilciliklerimizi haberdar etmiştir. Bu konuda tüm maden mühendislerine düşen görev ise hazırlayacakları zemin etüdü ile ilgili raporları, bulundukları ildeki Bayındırlık İl Müdürlükleri’nde onaylatmak olduğu kendilerine bildirilmiştir. Bu konuda karşılaşılacak sorunları aşmak için Bakanlığın 13.7.2000 tarih ve 24108 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler ve Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 12. maddesinde 57/3 maddesinde belirtilen “Zemin Temel Etüt Raporlarının Hazırlanmasına İlişkin Esaslar” ile aşılması gerektiği belirtilmiştir. Bu esasların 5/2 maddesinde ise zemin ve temel etüdü bölümünde maden mühendislerinin yapacağı işler açıkça tarif edilmiştir.

Ülkemiz 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremleri ile büyük acılar yaşamış, önümüzdeki 30-50 yıl içinde İstanbul ve civarında bir büyük deprem felaketi ile karşı karşıyadır. Bu nedenle; zemin ve temel etüdü yapacak mühendislerde; zemin mekaniği, kaya mekaniği, mühendislik jeolojisi veya jeofizik alanlarında yüksek lisans veya doktora yapmış veya bu alanda en az 3 yıl uzman olarak çalışmış olma koşulları; olmazsa olmaz kural olarak uygulanmalıdır. Zemin ve temel etütlerini, yukarıda belirtilen ön koşulları yerine getiren, İnşaat, Maden, Jeoloji ve Jeofizik mühendislerinin yapabileceği hükmünün yönetmelikle yer almasında kamu yararı olacaktır.

Bilindiği gibi tüm bu gelişmeler 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinin ardından Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın yürüttüğü bir dizi çalışma sonucu gelişmiştir.Bu çalışmaların odak noktasında ise 3.2.2001 tarih ve 595 sayılı Yapı Denetimi Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname yatmaktadır. 4484 sayılı Kanunla değişik 4452 sayılı Kanun’un verdiği yetkiye dayanılarak, 27 il kapsamında yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkartılmıştır. 595 sayılı KHK öncesinde bu alanı düzenleyen 3194 sayılı İmar Kanunu’nun yapı denetimine ilişkin hükümleri de, 595 sayılı KHK kapsamı dışında kalan illerde yürürlüğü sürdürülmüştür.

Ana Muhalefet Partisi (FP) tarafından, 595 sayılı KHK’nin iptali ve yürürlüğün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne açılan dava, Anayasa Mahkemesi’nin 24.5.2001 tarih ve 2000/35E.2001/90K. Sayılı kararıyla sonuçlanmış ve 595 sayılı KHK iptal edilerek aynı tarihli 2001/5 YD karar sayılı kararı ile yürütmenin durdurulmasına da karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin yürürlüğün durdurulmasına ilişkin kararı 26.05.2001 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.

Tüm bu gelişmelerin üzerine Bayındırlık ve İskan Bakanlığı 4708 sayılı Kanun ve ilgili Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliği 12 Ağustos 2001 tarihinde yayınlayarak Zemin ve Temel Etütlerini düzenlemiştir. Bu yönetmeliğin Yapı Denetim Kuruluşlarının Çalışma Usul ve Esasları’nı düzenleyen 6. maddesi (c) fıkrasında “Bakanlıkça hazırlanarak 28.6.1993 tarih ve 393 sayılı Genelge ile yürürlüğe konulmuş olan Zemin ve Temel Etüdü Raporunun Hazırlanmasına İlişkin Esaslar’a uygun olarak bir jeoteknik raporun olup olmadığını ve temel sisteminin bu rapora uygunluğunu” diyerek önceden olduğu gibi zemin etüt raporlarının hazırlama işini jeolog, jeoloji, inşaat ve maden mühendislerinin görevi olarak belirlemiştir.

Halen bu yönetmelik yürürlüktedir. Bu yönetmeliğe göre maden mühendisleri 93/393 sayılı Genelge gereği zemin etütü yapabilmektedirler.

Ancak 4708 sayılı Kanun’un Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliği’nin Laboratuarların Çalışma Usul ve Esaslarını düzenleyen 8. maddesinin 4. bendinde “Laboratuarlarda yapı malzemesi kalite kontrolü konusunda laboratuar denetçi belgesine sahip en az bir inşaat veya kimya mühendisi, zemin deneyleri konusunda laboratuar denetçi belgesine sahip en az bir inşaat veya jeoloji veya jeofizik mühendisi ile yardımcı teknik elemanlar istihdam edilir.” hükmü konularak, özellikle zemin ve kaya mekaniği deneylerinde maden mühendislerine yer verilmemiştir. 37. Dönem içerisinde Odamız maden mühendislerinin aldıkları öğrenim ve disiplin alanlarını dikkate alarak tüm boyutları ile konunun takipçisi olmuştur.

Ülkemizde her konuda yaşanan kamusal denetim eksikliği yapı denetiminde de kendini göstermektedir. Odamız yıllardır her platformda bu eksikliği dile getirmekte, yapı denetimi sorununun imar mevzuatı çerçevesinde, planlama, projelendirme, yapı üretimi ve denetim süreçlerini içine alan bütünlüklü bir yaklaşımla, kamusal denetimi gerçekleştirecek, konunun tüm taraflarını sürece dahil eden düzenlemelerle çözülebileceğini belirtmektedir.

Nitekim, depremlerin hemen ertesinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığı koordinasyonunda yapı denetimi konusunda yeni düzenleme arayışlarına girişilmiştir. Ne yazık ki her konuda geçerli olan aceleci ve konunun doğrudan sahibi olan TMMOB‘yi dışlayan anlayış, burada da egemen olmuştur. Bilindiği gibi bu bağlamda; Birliğimizin tüm karşı görüşlerine rağmen bilimsellikten ve sorunlara çözüm bulmak arayışından yoksun bir şekilde, 595 sayılı KHK yürürlüğe sokulmuştur. Birliğimiz söz konusu KHK‘ ye, bütünsellikten uzak bir anlayışla hazırlandığı, kamusal bir alan olan yapı denetim yetkisini ticari şirketlere devrettiği, konunun en önemli ayaklarından biri olan TMMOB‘yi ve yerel yönetimleri dışladığı, 17 Ağustoslarda, 12 Kasımlarda binlerce cana, katrilyonlarca lira kaynağa mal olan denetimsizlik boşluğuna hiçbir çözüm getirmediği gerekçeleriyle karşı çıkmış ve 595 sayılı KHK dayanağında çıkarılan yönetmeliklerin iptali istemiyle de birçok dava açmıştır.

595 sayılı KHK‘nin Anayasa Mahkemesinin 24 Mayıs 2001 tarihli kararıyla iptal edilmesinden ve yürürlülüğünün durdurulmasından sonra, yine aynı anlayış ve yöntemle hazırlanarak TBMM‘ye sunma aşamasına getirilen "Yapı Denetimi Kanun Tasarısı" 595 sayılı KHK‘nin de gerisindedir:

Şöyle ki;

  1. 595 sayılı KHK‘ nin iptali ile 3194 sayılı imar kanunu hükümlerine geri dönülmüştür. Dolayısıyla bu yasanın acil olarak çıkarılmasını gerektiren yasal bir boşluk bulunmamaktadır. Bu konuda yapılması gereken, konunun tüm taraflarını içerisine alan kapsamlı bir çalışma ile bütünlüklü bir planlama, tasarım, üretim ve denetim sistemi oluşturulmasıdır. Söz konusu yönetmelik, günü kurtarmak, 595 sayılı KHK‘ nin iptaliyle yapı denetimi konusunda ticari faaliyetlerine son verilen mevcut yapı denetim kuruluşlarının, ufak statü değişiklikleri ile faaliyetlerine devam etmelerini sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.
  2. Yapı denetimi konusunda aynı içerikteki 595 sayılı KHK‘nin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesine ve yürütmesinin durdurulmasına karşın, Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararının Resmi Gazete‘de yayınlanmasını bile beklemeden Bakanlığın alelacele yeni bir kanun tasarısı hazırlaması, konuya ne denli art niyetli yaklaşıldığının en somut göstergesidir.
  3. Söz konusu yönetmelik mevcut denetim kuruluşlarının sorunlarına çözüm getirmek amacıyla o kadar aceleye getirilmiştir ki, konuya doğrudan taraf olan hiçbir kurum ve kuruluşun tartışma süreçlerine bile dahil olmasından kaçınılmış, görüş ve öneriler istenmemiştir. Halkın can ve mal güvenliğini direk olarak ilgilendiren, çok acı sonuçlarını yaşayarak gördüğümüz böylesi önemli bir konuda, üyeleri yapının planlama, projelendirme, uygulama ve denetim, gibi tüm süreçlerinde birinci derecede yer alan anayasal bir kuruluş olan Birliğimizin bile görüşlerine başvurulmaması düşündürücüdür.

4) "Yapıda can ve mal güvenliğini sağlamak, imar planına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, ulusal ve uluslararası standartlara uygun kaliteli yapı üretmek" amacı, ancak yapı üretim ve denetim sürecinin bir bütün olarak algılanmasıyla mümkündür. Planlama ve tasarımı dışlayarak yapı denetiminde başarıya ulaşmak olanaksızdır. Yapı üretim sürecine ilişkin tüm plan ve projelerin ehil, mesleki yeterliliği ilgili meslek odasınca belirlenmiş mühendis, mimar ve planlamacılar tarafından hazırlanması ve bu projelerin mesleki etik ve üyelik sicil kayıtları yönleriyle meslek odalarından mesleki denetiminin gerçekleştirilmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle proje müellifliğinden başlanarak, fenni mesul görevini ve ilgili idarelerde denetim görevini yürütecek mühendis ve mimarların, "mesleki yeterliliğinin" ilgili meslek odasınca belirlenmesi, belgelenmesi, ayrıca süreç içerisinde bu yeterliliğin gelişen ve değişen bilim ve teknolojiye bağlı olarak yine ilgili meslek Odasınca sürekli eğitimlerle desteklenmesi, bir zorunluluktur. Oysa kanun taslağı bu yaklaşımdan çok uzaktır. Yapı üretim ve denetim sürecinin her aşamasında mimar ve mühendisler yer aldığı halde, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, kamu kurumu niteliğinde bir kuruluş olan TMMOB ve ona bağlı meslek odalarını, yapı üretim ve denetim süreci dışına çıkarmaya çalışmaktadır. Kanunun 2. maddesinin a bendinde yapıya ait plan, proje ve raporların "...ilgili idareler dışında başka bir kurum ve kuruluşun vize ve onayına tabi.." tutulmayacağı belirtilerek mesleki denetim engellenmekte, yerine niteliksiz ve emniyetsiz yapılaşma sürecine uygun ortam ve koşullar yaratılmaktadır.

5) Yine TMMOB kanunu uyarınca mühendis ve mimarların uzmanlık alanlarının belirlenmesi TMMOB‘nin yetkisindeyken, yasa taslağında bu görevler Bayındırlık ve İskan Bakanlığı‘na verilerek TMMOB işlevsizleştirilmeye, yasasından aldığı yetki ve sorumluluğunun gereği olarak 595 sayılı KHK konusunda ülke ve toplum çıkarları doğrultusunda çalışmaları nedeni ile TMMOB ve Odalar cezalandırılmaya çalışılmaktadır. Kanun taslağıyla getirilen "denetici mimar ve mühendis tanımları ve belgeleri" ve bu belgelerin Bakanlıkça verilmesi hükümleri ile meslek odalarını dışlayıcı ve bilimsellikten uzak bir anlayışla keyfi uygulamaların önü açılmaktadır. Bakanlığın bu belgeleri hangi kriterlere göre vereceği konusunda yönetmelikte bağlayıcı ve açıklayıcı hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Bu durum yapı denetiminde siyasi ve ticari rant alanları açmaya son derece elverişli bir zemin yaratmaktadır.

6) Kanun taslağının "Genel Gerekçe" bölümünde 3194 sayılı imar kanununda yapım işlerinde yer alan fenni mesullerin (Teknik uygulama sorumlularının) yapı projeleri ve uygulamalarını denetlemekle sorumlu olan Belediyeler ve Valiliklerin uygulamayı hiç denetleyemedikleri ifade edilmektedir. Hazırlanan tasarıda fenni mesullerin görevleri bir ticari kuruluş olan yapı denetim şirketlerine devredilmekte, yerel yönetimlerin görevleri ise Bayındırlık ve İskan Bakanlığı‘na verilmektedir. Eğer gerekçedeki varsayım doğru ise, imar mevzuatında köklü değişiklikler yapılmadan sadece yetkileri devretmekle sorunların çözülemeyeceği apaçık ortadadır. Sorunun çözümü için, 3194 sayılı yasada TMMOB‘nin her platformda belirttiği denetim mekanizmasını işler ve işlevse kılacak değişiklikler yapılmalı, nitelikli yapı projelerinin üretilmesi sağlanmalı, TMMOB ve bağlı odalarının denetim mekanizmasında doğrudan yer almasının önü açılmalıdır. Ticari kaygılar değil, ülke ve toplum çıkarları ön plana alınmalıdır. Oysaki, söz konusu kanun tasarısı, çatısı itibariyle yapı denetimini, kamu adına denetim görevini yürütmekle yükümlü olan ve olması gereken Belediyeleri, Bayındırlık ve İskan Müdürlüklerini, Mühendis ve Mimar Odalarını işler ve işlevsel bir zemine oturtmadan, yapı denetim kuruluşlarına " kurtarıcı" (?!) bir rol vererek, dar bir bakış açısıyla ve katılımcılık anlayışını hiçe sayarak hazırlanmıştır.

Bu temel yaklaşımlarımız doğrultusunda kanun taslağının TMMOB‘nin görüş ve önerileri alınmadan ve kanuna yansıtılmadan hazırlanması durumunda 595 sayılı KHK‘nin iptali ile sonuçlanan süreçte olduğu gibi ülkemizin çağdaş, planlı, sağlıklı, güvenlikli yapılaşmasına ve kentleşmesine yönelik özlenen hizmetler verilemeyecektir. Odamız, bu nedenlerle söz konusu tasarının yasallaşmasını ülke ve toplum çıkarlarına uygun bulmamaktadır.

Söz konusu yönetmelik geri çekilerek konuyla ilgili tüm kesimlerin birikim ve görüşleri alınarak ülke ve halkın yararına oluşacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Odamız bu konuda her türlü birikimini sunmaya hazırdır.

KAYNAKÇA

1- Jeofizik Mühendisleri Odası Basın Açıklaması

2- “Yapı Denetimi Kanun Tasarısı Üzerine” TMMOB Basın Açıklaması

(*) Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 02.09.1999 tarih ve 23804 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”.

(**) Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü’nün 31.01.2000 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan “3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”.

(***) Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 13.07.2000 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan “3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”.

Çizelge – Meslek Disiplinleri Açısından Zemin ve Temel Etütleri

Yapı Yeri Ara.Konuları Yer/Kaya

Jeofizik Müh. (Müh. Jeofiziği)

Jeoloji Müh. (Müh.Jeolojisi)

İnşaat Müh.

(Zemin Mekaniği)

Maden Müh.

(Kaya Mekaniği)

Sınıflama

Poission

Vp/Vs-Hız

Köken,Tür, Bozuşma,

Doku, Çatlaklık

Elek, Hidrometri

Cassagrande

SPT- N30

RQD

Yer Altı Katmanları ve

Temel Taşıyıcı Katman

Sismik/

Elektro Radar

 

Delgi

Delgi

Esneklik (Eksenel-E,

Kesme-G,

k-Sıkışmazlık)

Dinamik Sismik

 

Statik Ultrason

Statik Ultrason

Oturma Mv, Mb

Dinamik Sismik

 

Konsolidasyon

 

Suya Doygunluk-S

Gözeneklik-n

Elektro/ Jeofizik

Kuyu Logu Hidrojeoloji

Hidrojeoloji

Konsolidasyon

 

Yatak Katsayısı-K

Dinamik Sismik

 

CBR

 

Taşıma Gücü (qa)

Serbest Basınç

Dayanımı (qu)

Dinamik Sismik

 

Serbest Basınç

Deneyleri

 

Birim Hacim Ağırlığı

ΨK, Ψn

Dinamik Sismik

Nötron Logu

Müh. Jeoloji

Proktor CBR,

Konsolidasyon

 

Yer altı Su Varlığı

Derinliği

Elektro

Beslenme, Su

Dengesi

Delgi

Delgi

Dayanım, Kayma

C, ф

Sismik

 

Üç Eksenli

Basınç,

Kesme Kutusu

 

Kayma, Kopma

Derinliği

Kuyu Logu,

Inclinometre

  

Inclinometre

Gözenek Suyu Basıncı

Gerilme, Basınç Artışı

   

Piyezometre,

Tensionmetre

Yer altı Boşlukları

Mikrogravite Jeofizik

Kuyu Logu

   

Uzama. Yakınsama,

Sapma, Kabarma

   

Eksotansiyometre

Konverjametre

Deklektometre

Clifometre

Dilatometre

Takeometre

Gevşek Yer Emniyet

Gerilmesi

  

Gevşek Yer

Mekaniği

 

Temel Türü Seçimi

  

Statiker

 

Yer İyileştirme ve

Sağlamlaştırma

  

Jeoteknik

Kaya Mekaniği

Drenaj Tasarımı

  

Jeoteknik

Kaya Mekaniği

Kuyu İçi Deneyleri SPT

Cone, CPT, Vane,

Geçirgenlik

Müh.Jeofiziği

Müh. Jeoloji

 

Maden Müh.

Yer altı Kesitleri

Müh.Jeofiziği

Müh. Jeoloji

  

Litolojik Kütük

 

Müh. Jeoloji

  

Katman Duruşları,

Yeryapısal Birimler,

İlişkileri, Haritalar

 

Müh. Jeoloji

  

Yeryapısal Birimlerin

Haritalanması

 

Müh. Jeoloji

  

Yapı Yeri Seçimi

Müh.Jeofiziği

Müh. Jeoloji

Jeoteknik

Kaya Mekaniği

Kayma(Kesme) Direnci

Sismik Vs ve G

  

Tek, Çift Hidrolik Veren

Kesme Kutusu

Kaya Direnci

   

Çift Yassı Veren,

Hidrolik Çatlatma

Kayada İkincil

Gerilmeler бT, бn

   

Yassı Veren,

Basınç Hücreleri,

Foto Esneklik,

Mandel Çubukları

Doğal Gerilme

   

Basınç Yastığı,

Pressiyometre

Sökülebilirlik ve RQD

Sismik – Vp

Çatlak-Kaya Türü

Doku İncelemesi

 

Delgi

Yer kayması (Heyelan)

Sismik, Elektro

Radar, Kuyu Logu

Kayma Alanı

Gözlemi, Su

Beslenme

Kayma Durdurma

İşlemi

Kayma İşleyişi ve

Durdurma İşlemi

Kurutma (Drenaj)

Elektro

Elektromanyetik

 

Tasarım

 

Çatlak Boyutu ve

Yönlenme

 

Gül Diyağramı

  

Dayanım Dirençleri

Eksensel бB Çekme бC

Saran бB Kesme бф

Fiziksel Etki-Yıpratma

Direnci

   

Tek Eksenli Basınç Den.

Çekme Basınç Den.

Saran Basınç Den.

Kesme Basınç Den.

Reologic, Nokta

Yamulma-Esneme

   

Yükleme, Wearing

Failure Strength

Geçirgenlik,Özgül Verim

 

Permeabilite Den.

Hidrolik Deney

 

Permeabilite Deneyleri

Deprem Kestirim

Sismoloji GPS

İstatistik,

Müh.Jeofiziği

Jeokimya

  

Deprem Bölgelendirme

Müh.Jeofiziği

Sismoloji

Müh. Jeoloji

Tektonik

  

Sıvılaşma

Sismik, Sismoloji

Müh.Jeofiziği

 

Deprem Müh.

 

Deprem Çekincesi

Sismoloji İstatistik

   

Deprem Oluşumu ve

İşleyişi, Boyutu, Şiddeti

Büyüklüğü, Türü

(M, Io, d, L)

Sismoloji

Sismotektonik

   

Kırık Gözlemleri ve

Boyutu

Kayma Yönü,Türü

 

Tektonik

  

İvme-a,

Baskın Peryod-T

Müh.Jeofiziği

İvmeölçer,

Mikrotremör

   

Yer Sarsıntısı Büyütmesi

Vibrasyon

   

Yapı Salınım Peryodu

  

Deprem Müh.

 

Spektral Peryodu

İvme Ölçer

 

İvme Ölçer

 

Spektral Katsayısı S(T)

İvme Ölçer

 

İvme Ölçer

 

Spektral İvme A(T)

  

Statiker

 

Davranış Katsayısı R

  

Statiker

 

Deprem Yükü Azaltma

Katsayısı Ra (T)

  

Statiker

 

Deprem Kuşağı Genişliği

 

Genel Jeoloji

  

Deprem Şiddet Dağılımı

Sismoloji

Genel Jeoloji

İnşaat

 

Deprem Tarihçesi

 

Paleosismoloji

  

Yapı Hasar Belirleme

Yapı Güçlendirme

  

Statiker

Betonarme-

Statik İnşaat

Kaya Mekanikçi

Yapı Onarım

  

İnşaat

Kaya Mekanikçi

Not: Karşılaştırmalı bu çizelge, İTÜ ders programları dikkate alınarak TMMOB Yayın Organlarında Yayınlanmıştır.

 

 

 

 

 

Okunma Sayısı: 15891
Yayın Tarihi: 28.12.2005