TMMOB Maden Mühendisleri Odası

DÜNYA VE ÜLKEMİZ KADINLARININ MÜCADELE GÜNÜNÜ KUTLUYORUZ.

DÜNYA VE ÜLKEMİZ KADINLARININ MÜCADELE GÜNÜNÜ KUTLUYORUZ.

Dünya ve Ülkemiz Kadınlarının Mücadele Gününü Kutluyoruz.

Kadınlar Hayatın İçinde Özgürleşir,  Mücadele Dayanışmayla Büyür.

8 Mart 2017` yi yüreklerimize düşen ateşle karşılıyoruz. Kadınlar Günü etkinliklerine katılmak üzere Bursa` dan, Ankara` ya giderken trafik kazasında yaşamını kaybeden emekçi kadınların ölümüyle sarsıldık. Kadın mücadelesinde hayatını kaybeden Türk Metal Sendikası üyesi Leyla Çiçek, Refika Barışsever, Özlem İnan, Fatma Hacıoğlu, Güleydan Sezer, Elvan Mutlu ve Leyla Yalçın` ı unutulmayacaklar arasına kattık. Örgütlü yaşama inanan bu yedi kadını ve yaşamın her alanında, savaşlarda, her türlü şiddete, ayrımcılığa, tacize, tecavüze uğrayan, yaşamı, bedeni, emeği için mücadele veren ve bu uğurda canını yitiren tüm kadınları saygıyla anıyoruz.

Tüm dünyada ve ülkemizde kadına yönelik cinsiyetçi söylem, şiddet ve eylemler ne yazık ki hala devam ediyor. Bu konuda olumlu gelişmeler kaydeden ülkelerin yanı sıra, kapitalizmin giderek artan baskısı, savaşlar ve göçler özellikle bazı coğrafyalarda kadınların üzerindeki kara bulutları daha da arttırıyor.

Doğusu viran, batısı talan edilen bir coğrafyada bunca yaşanan yetmezmiş gibi kadına yönelik şiddet artarak devam ediyor. Savaşlar, ekonomik baskılar ve buna bağlı işsizlik, mobing vb. her zaman kadınları daha önce ve daha ağır vuruyor. Kadınlarımıza yönelik maddi, manevi her türden şiddet ve ayırımcılık; eğitimli, eğitimsiz, meslek sahibi ya da vasıfsız diye ayırmadan her alanda artarak sürüyor.

Son bir yıl içinde bir kadın "etek giydiği" için otobüste tekmeleniyor, sanık "pantolon giyseydi tahrik olmazdık" diye ifade veriyor, bir başkası; sevgilisi tarafından pompalı tüfekle başından vuruluyor sanık, "lise aşkımdı, şaka yapıyordum" diye kendini savunuyor, bir adam; "sevgilime hediyem var" diyerek bir kadını katlediyor, bir başka kadın parkta yürüyüş yaptığı için şiddete maruz kalıyor, bir kadın belediye otobüsünde tecavüze uğruyor… ve saymakla bitmeyecek daha bir çok olay artık her an her yerde günlük yaşantımıza giriyor. Tabii kadınlar gibi farklı cinsel tercihleri olan bireyler de, tercihlerine saygı görmek bir yana bu zulümden fazlasıyla nasibini alıyor.

Yasal düzenlemeler, düzenleme girişimleri, resmi ağızlar, sözde dini söylemler iş yerlerinde ve sokaklardaki baskı ve şiddete dayanak oluyor, zemin hazırlamaya devam ediyor. Ancak artık kadınlar "Susmuyor, Korkmuyor, İtaat Etmiyor" ve bunu her yerde haykırıyor. En güzel örneklerinden birini 2016` da "tecavüz yasası" diye anılan "cinsel istismar düzenlemesi" ne karşı duruşu ile gösteriyor ve geri adım attırıyor. Yine 2012 yılındaki kürtaj tasarısı da yine her kesimden kadınların tepkisi sonucu geri çekilmiştir.

Kapitalizm de boş durmuyor, 8 Mart` ı mücadele günü olmaktan çıkartıyor, hediyelerle geçiştirilen bir günmüş gibi lanse ederek emek sömürüsünü katlayarak çoğaltıyor. Görünmeyen emeğiyle aile içinde sömürülen ve görevi kabul edilen her türlü bakım, ev işi vb. yıpratıcı işi yüklenen kadın 8 Mart` ta eşitlik ve hak savaşı verirken, indirimlerle hediyelerle sözde taltif ediliyor.

Peki mesleğimizde neler oluyor? Birçok alanda olduğu gibi mesleğimizde de kadınlar eşdeğer işe eşit ücret alamıyor, işe alınırken son sırada, işten çıkarılırken ilk sırada yer alıyor. İş yeri koşulları kadın istihdamına uygun hale getirilmediğinden erkek egemen alanlarda iş verilmemesi için bahane oluşturuluyor. Hamilelik, emzirme vb. doğal nedenler iş ve para kaybı olarak değerlendiriliyor, böylece kadınlar kapitalizmin kar hırsının hışmına daha fazla maruz kalıyor. Bütün bu nedenlerle de kadın meslektaşlarımız sektör dışına itilmiş oluyor.

Çalışma hayatına girebilmiş kadınlar ise cam tavanların altında, yükselebilmek için sürekli daha fazla emek harcamak zorunda kalıyor, daha çok çalışıyor hak ettiğinden çok daha azını alıyor. Bir yandan ocakta, şantiyede, fabrikada görevlendirilmesi engellenirken, diğer taraftan saha tecrübesi yetersiz gerekçesi ile yönetici kadrolara getirilmiyor. Çalışan kadının ev işçiliği, aileden sorumlu oluşu yine değişmeyen görevi oluyor yani çift yönlü yangın büyüyor. Çocuklar için kreş açılması gerekirken, ülkemizde kadınlar için kreş açılır mantığı sürdürülüyor, çocuk bakım sorununu çözmek illaki kadının göreviymiş gibi lanse ediliyor. İş yerlerinde Kreş zorunluluğu için kadın çalışan sayısına bakılması da başka bir ironidir ve kreş açılmasını olanaksız kılmanın yolu az sayıda kadın çalıştırmaktır.

Peki kadın eşitsizliği konusunda diğer ülkelere göre nerelerdeyiz? Küresel Cinsiyet Ayrımcılığı Endeksi ‘ ne göre Türkiye 2006 yılında 115 ülke içinde 105. sırada iken 2016 da 144 ülke arasında 130. sırada ve geçen 10 yılda cinsiyet eşitsizliği konusunda aşama kaydedemediğimizi görüyoruz.

 Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan Küresel Cinsiyet Ayrımcılığı Endeksi ekonomik katılım ve fırsat eşitliği ile sağlanan eğitim imkanı, siyasi güç ve sağlık hizmetlerine erişim dikkate alınarak şekillendiriliyor. Türkiye bu yıl 130. sırada iken, ilk üç sırayı ise genellikle olduğu gibi İzlanda, Finlandiya ve Norveç alıyor. Türkiye‘ den iki sıra üstteki ülkeler sırasıyla Kuveyt ve Moritanya. İki sıra altta yer alan ülkeler ise, Bahreyn ve Mısır. Kadınların ekonomiye katılım fırsatı açısından 129. olarak yine Moritanya ve Bahreyn‘ in arasındayız. Eğitime erişimde 109., siyasi yetkilendirme/güçlendirmede 98. sırada olan Türkiye, sağlık hizmetine erişim sınıflamasında 38 ülke ile 1. sırayı paylaşıyor. Bu sağlık hizmetinin kalitesi ve yeterliliği konusu ise ölçüm içinde tabii ki yer almıyor. İşte tüm bu nedenlerle kadınlar bu gidişe HAYIR diyor.

Negatif ayrımcılığa, adaletsiz cinsiyetçi iş bölümüne, istihdam ve fırsat eşitsizliğine, yok sayılmaya, fiziksel ve ruhsal her türlü şiddete, mobinge, tacize, tecavüze  ve bütün bunların en ağır şekilde yaşandığı savaş ve göçlere karşı bu yıl da kadınlar alanlarda buluşuyor, yaşamını savunuyor.

Yaşasın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü,

Yaşasın Kadınların Örgütlü Mücadelesi,

Yaşasın Kadın Dayanışması,

Dünya ve Ülkemiz Kadınlarının Mücadele Gününü kutluyoruz,

Kadınlar Hayatın İçinde Özgürleşir, Mücadele Dayanışmayla Büyür,

TMMOB Maden Mühendisleri Odası

Kadın Komisyonu

8 Mart 2017, Ankara

Okunma Sayısı: 395
Yayın Tarihi: 07.03.2017