TMMOB Maden Mühendisleri Odası

MEDYASCOPE | TMMOB Maden Mühendisleri Odası: “Çöpler Altın Madeni kapatılmalı ve işletme ruhsatları iptal edilmeli”

MEDYASCOPE | TMMOB Maden Mühendisleri Odası: “Çöpler Altın Madeni kapatılmalı ve işletme ruhsatları iptal edilmeli”
MEDYASCOPE | TMMOB Maden Mühendisleri Odası: “Çöpler Altın Madeni kapatılmalı ve işletme ruhsatları iptal edilmeli”
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Maden Mühendisleri Odası tarafından yapılan açıklamada İliç’te siyanürlü toprağın kayması olayının sorumluları arasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da gösterildi. Yapılan duyuruda, madenin kapatılması ve işletme ruhsatlarının iptal edilmesi istendi.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Maden Mühendisleri Odası, Erzincan İliç’te Anagold Madencilik firması tarafından işletilen Çöpler Altın Madeni’nde 13 Şubat’ta siyanürlü toprağın kayması ve dokuz işçinin göçük altında kalmasıyla ilgili açıklama yaptı.

Yönetim kurulu tarafından yapılan duyuruda, sorumluluğu bulunanların hak ettikleri cezaları almaları istendi. 14 Şubat’ta bölgede olduklarını belirtilen açıklamada “Erzincan Valisi tarafından verilen genel bilgilendirme brifingine katılım sağlanmış olup teknik konularla ilgili yetkili personel tarafından bir bilgilendirme sunumu yapılması talebimiz uygun bulunmamış, olay yerine girişimize ve inceleme yapmamıza izin verilmemiştir. Daha önce birçok olayda olduğu gibi İliç’te de şeffaflık ilkesine aykırı bir şekilde sahada yürütülen madencilik faaliyetlerine ilişkin bilgi ve belgelere ulaşılamamıştır” denildi.

Kapasite artışı 85.3 milyon tona yükseltildi

Açıklamada maden ocağında üretime başlandıktan bugüne kadar sahada tek bir yığın liç alanı kullanıldığı belirtildi. 2014 ve 2021 yıllarında hazırlanan ÇED Kapasite Artışı Projeleri ile yığın liç tesisi için de kapasite artışı talebinde bulunulduğu ifade edildi. Her iki talebin de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından uygun bulunarak onaylandığı dile getirildi.

Projenin başlangıcında planlanan yığın liç alanı kapasitesinin 34 milyon ton olup, 2014 yılındaki kapasite artışı ile 73 milyon tona, 2021 yılındaki kapasite artışı ile 85,3 milyon tona yükseltildiği bilgisi verildi.

Duyuruda, “Söz konusu kapasite artışları sonucunda yığın liç alanı her biri sekiz metre yükseklikte yaklaşık 34 basamaktan oluşan toplam yüksekliği ise 250 metreyi aşan devasa bir yüksekliğe ulaşmış durumdadır. Meydana gelen facia bu devasa büyüklüğe ulaşmış olan yığın liç alanının sadece bir bölümünün doğu-batı yönünde çift taraflı kayarak akması sonucunda oluşmuştur. Kalan yığının da kayma riski bulunmakta olup arama-kurtarma çalışmalarını da riskli hale getirmektedir” sözleri kullanıldı.

“Sabırlı Deresi bölümü izlenmedi, önlem alınmadı”

Yığın liçi uygulamalarında yığının stabilitesinin ve duraylılığının sağlanmasının önemli olduğu belirtilen bilgi notunda, stabiliteyi etkileyen en önemli faktörlerin yer seçimi, yığın liç alanı tasarımı, mevsimsel koşullar ve sıvılaşmanın önlenmesi olduğu vurgulandı.

Açıklamanın devamında şöyle denildi:

Çöpler altın madeninde yaşanan faciada, her iki kapasite artışı ile yığının yüksekliğinin devasa boyutlara ulaştığı, stabilitenin ve duraylılığın sağlanmasının oldukça zorlaştığı çok açıktır. Ayrıca, facianın gerçekleştiği bölümde oluşan yarık ve çatlaklardan, kayan liç yığının suya doymuş bir çamur yığını şeklinde akmasından anlaşılacağı gibi yoğun sıvılaşmanın gerçekleştiği, aşırı kâr hırsı nedeniyle üretimi artırmak amacıyla liç yığınına siyanürlü çözelti uygulanmasına devam edildiği, yer yer basamak yüksekliklerinin sekiz metreyi aştığı, projeye uyulmadığı, sahada yer hareketlerini izleyen radarın akmanın gerçekleştiği Sabırlı Deresi bölümünü izlemediği, özetle gerekli önlemlerin alınmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır.

Bakanlık denetimden sorumlu

Yönetim kurulu imzalı duyuruda maden sahasındaki yığın liç tesisi kapasite artış taleplerini onaylayarak uygulanmasına izin veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olduğu, Bakanlığın aynı zamanda bu tesisin denetlenmesi, izlenmesi ve kontrolünden de sorumlu kurum olduğu hatırlatıldı.

Uyarıların yer aldığı açıklamada, “Yığın liç alanının tabanı kil tabakaları ve jeomembran serilerek geçirimsiz hale getirilmek zorundadır. Ancak, yığın liç alanından kayarak akan yaklaşık 10 milyon m3’lük siyanür içerikli yığın geçirimli doğal ortamla temas halindedir. Söz konusu siyanürlü çözelti içeriğinin, gerek temas halinde bulunduğu doğal ortamın geçirimli yapısından kaynaklı olarak toprağa karışması gerekse de yağmur ve kar suyu ile taşınarak yeraltı sularına ulaşması, yeraltı suları ile birlikte de Sabırlı Deresi’ne oradan da Fırat Nehri’ne ulaşması riski bulunmaktadır” ifadelerine yer verildi.

“Uzman ekiplerce arama kurtarma çalışması yapılmalı”

Açıklamada yığın liç alanının üretim yapılan ocağa yakın mesafede olduğu, ocakta üretimin dinamit ile patlatma yapılarak sürdürüldüğü belirtildi. Patlatmalardan kaynaklı vibrasyon etkisinin yığın liç alanında oluşan kaymaya doğrudan etkisi olmasa da tetikleyici etkisinin olabileceği göz ardı edilmemesi istendi.

Faciadan sonra sahada yürütülen arama-kurtarma çalışmalarında AFAD ekiplerinin ön plana çıktığı dile getirilen açıklamada, ikinci bir kayma riskinin bulunduğunun altı çizildi. Madencilik faaliyetleri konusunda herhangi bir mesleki tecrübesi ve uzmanlığı bulunmayan kişilerce arama- kurtarma yürütülmeye çalışmasının bu faaliyetin sağlıklı bir şekilde yürütülmesini engellendiği dile getirildi.

Açıklamada özetle şu bilgilere yer verildi:

“Facianın gerçekleşmesinin ana nedeni, iki kez kapasite artışı yapılarak liç yığını üzerindeki yükün arttırılması, yüksekliğinin yaklaşık 250 metre üzerine çıkarılması sonucunda stabilite ve duraylılığının sağlanmasının oldukça zorlaştığı, sıvılaşmayla birlikte oluşan yarık ve çatlaklara rağmen gerekli tedbirlerin alınmaması ve acil eylem planının devreye sokulmamasıdır.

İkinci ve üçüncü yığın liç alanı oluşturmak yerine maliyetten kaçmak ve daha fazla kâr hırsı ile mevcut yığın liç alanını kullanarak iki kez kapasite artışını yapan, oluşan deformasyon üzerine işçilerin ve iş güvenliği uzmanının uyarılarına rağmen faaliyetlere devam eden işletmeci firma ile söz konusu kapasite artışı taleplerini onaylayarak uygulanmasına izin veren, denetleme sorumluluğu bulunmasına rağmen bu görevlerini yerine getirmeyen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı facianın asli sorumlularıdır.

Yığın liç alanından kayarak geçirimli doğal ortam üzerine akan yaklaşık 10 milyon m3’lük siyanür ve ağır metal içeren yığının çevre ve insan sağlığına olası etkilerinin izlenmesi için bölgenin yeraltı suyu haritası çıkarılmalı, etki alanından, kontrol kuyularından, Sabırlı deresi ve Fırat nehrinden periyodik olarak numuneler alınarak ölçümlerin yapılması, sonuçların şeffaf olarak kamuoyu ile paylaşılması gerekmektedir.

Diğer alanlarda olduğu gibi madencilik faaliyetlerinde de işlerin bölünerek taşeron firmalar aracılığıyla yapılması, iş bütünlüğünü bozmakta, koordinasyonu engellemekte, telafisi imkansız sorunlara neden olmaktadır. Maden işletmelerinde taşeronlaştırmaya izin verilmemelidir.

Madencilik faaliyetlerinin yürütüldüğü işletmelerde gerçekleşen bu tür olaylarda arama-kurtarma faaliyetleri herhangi bir mesleki tecrübesi ve uzmanlığı bulunmayan AFAD personeli yerine, maden mühendisleri gözetiminde uzman madenci ekipleri tarafından yürütülmek zorundadır.

Stratejik madenlerin tanımlaması yapılmalı, altın stratejik madenler kapsamına alınarak kamu eliyle işletilmelidir.

Daha fazla kâr hırsı ile maliyetten kaçmak için madencilik kültüründen, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinden ödün veren, insan hayatını, çevre sağlığını, toplumsal yararı hiçe sayan madencilik uygulamalarına ve diğer ekonomik faaliyetlere izin verilmemelidir. İliç Çöpler Altın Madeni kapatılmalı, işletme ruhsatları iptal edilmelidir.”

Kaynak

Okunma Sayısı: 198
Yayın Tarihi: 20.02.2024