TMMOB Maden Mühendisleri Odası

ZONGULDAK-KARADON KAZASINDA VE SONRASINDA YAŞANAN İHMALLER İÇİN SORUMLULAR HAKKINDA GEREĞİ YAPILMALIDIR.

Şili‘de Cerro San Jose bakır madeninde 5 Ağustos 2010 tarihinde meydana gelen göçük sonucu  yüzeyden  680 metre  derinde mahsur kalan 33 madenci,  olaydan 69 gün sonra tek bir işçinin burnu  kanamadan kurtarılmıştır. Öncelikle 33 maden emekçisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Kurtarma operasyonunda başta maden mühendisi meslektaşlarımız olmak üzere emeği geçen herkesi kutluyoruz.

Ülkemizde son yıllarda özellikle yeraltı işletmelerinde çok ölümlü iş kazaları yaşanmaktadır. 2010 yılı başından bugüne kadar  96 maden çalışanı iş kazalarında yaşamını kaybetmiştir. Bu maden kazalardan birisi de 17 Mayıs 2010 tarihinde Zonguldak-Karadon‘da yaşanmıştır. Kazada ikisi maden mühendisi olmak üzere toplam 30 maden emekçisi yaşamını yitirmiştir. Hayatını kaybeden 2 işçiye ise hala ulaşılamamıştır.

Oluş biçimiyle ve sonuçlarıyla iki iş kazası çok farklı olup, buna göre değerlendirilmesi gerekir. Ancak, kaza sonrası kurtarma olayında ve insana verilen değer açısından farklılık bariz şekilde ortadadır. Birisinde devletin en üst makamı başta olmak üzere olay tüm kamuoyunca takip edilmiş, bütün bilimsel ve teknik olanaklar kullanılmış, buna karşılık ülkemizde göçükte kalan iki işçinin naaşları  unutulmuş, sanki sıradan bir iş yapılıyormuş gibi bürokratik ve ticari önceliklerle işlemler takip edilmeye çalışılmıştır. Olayın bugüne  kadar sonuçlandırılmaması ülkemiz için ciddi bir itibar kaybıdır. Bu gelişmeler kamu vicdanını rahatsız etmekte ve ölen işçilerin yakınlarının acılarını daha da arttırmaktadır.

Karadon kazasının üzerinden 156 gün geçmesine rağmen henüz somut bir gelişme olmamıştır. Burada, yeraltındaki iki işçiye ulaşma çalışması ile patlamadan zarar gören kuyunun mekanik aksamının yeniden yapılarak çalışır hale getirilmesi ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Türkiye Taş Kömürü Kurumu iki olayı tek bir ihaleyle çözmeye çalışmaktadır. Kurumun iki işçiye ulaşma işiyle, hasar gören kuyunun onarım işini tek bir ihalede gerçekleştirme gayretlerini anlamak mümkün değildir. Bu durumda  işçilere ulaşma sürecinin uzaması kaçınılmazdır. Ayrıca ihale yöntemi, ihale sonucu ve bu güne kadar olan gecikmenin nedeni de araştırmaya ve sorgulanmaya muhtaçtır.

Şili‘de özel sektörün ocağında meydana gelen  söz konusu kazada devlet devreye girmiş ve olayı sonuçlandırmıştır. Türkiye Taş Kömürü Kurumu; üretim kültürü, bilgi birikimi ve deneyimiyle  yeraltındaki iki işçiye  ulaşma  olanağına ve yeteneğine  sahiptir.  Aynı zamanda asli görevi olan  bu konunun,  deneyimi ve referansı tartışmalı olan Çinli bir firmaya ihale edilmesi havzada çalışan mühendis, teknik eleman ve çalışanlara yapılan büyük bir haksızlıktır. Kurum, iki işçiye ulaşma çalışmalarını kendisi yürütmeli ve sonuçlandırmalıdır.

Kuyunun mekanik ekipmanlarının  tedariki ve onarımı konusunda  yurtdışına bağlı duruma gelinmesi ise özelleştirmelerin ve uygulanan yanlış politikaların bir sonucudur. Zonguldak‘ta hizmet veren ve kurumun ihtiyaçlarını karşılayan Maden Makinaları Fabrikası‘nın geliştirilmesi yerine kapatılması sonucu bu olumsuz durum oluşmuştur.

Bu değerlendirmeler ışığında;

-İki işçiye ulaşma çalışmaları, daha fazla gecikme olmaması için Türkiye Taş Kömürü Kurumu tarafından yapılmalıdır.

-Kuyunun onarılarak çalışır hale getirilmesi için yapılacak çalışmalar ayrıca değerlendirilmelidir.

-İki işçiye ulaşılması için bugüne kadar çalışmaya başlanılmamasının nedenleri araştırılmalı, olayda ihmali bulunanlar hakkında yasal işlem yapılmalıdır.

-Yetkililer sorumluluklarının gereğini yerine getirmeli, Türkiye Taş Kömürü Kurumu Yönetim Kurulu ve üst yönetimi, vicdani sorumlulukları gereği istifa etmelidir.

Dileğimiz, gerekli önlemlerin alınması ve bundan sonra iş kazalarının yaşanmamasıdır.

Bugüne kadar meydana gelen iş kazalarında yaşamını yitiren tüm maden emekçilerini bir kez daha saygıyla anıyor, yakınlarına ve camiamıza  başsağlığı diliyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

  

TMMOB

MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI

YÖNETİM KURULU

20 Ekim 2010, Ankara

Okunma Sayısı: 2137
Yayın Tarihi: 20.10.2010