TMMOB Maden Mühendisleri Odası

YASALAR, ÜLKENİN İHTİYAÇLARINA GÖRE DÜZENLENMELİDİR.

Anayasa mahkemesinin 2009 yılında verdiği karar gereği bazı maddeleri iptal edilen ve yeni düzenleme için süre verilen Maden Kanunu değişikliği, 10 Haziran 2010 tarihinde TBMM‘de kabul edilmiştir.

Ülkemizde yasalar çok çabuk eskimekte ve yerine yeni bir  yasa koyma ihtiyacı! doğmaktadır. Bunun pek çok nedeni bulunmaktadır.Yasa oluştururken tüm tarafların görüşlerinin yansımaması ve belli grupların taleplerinin birebir yer bulması  çıkan yasanın uygulanabilirliğini  zorlaştırmaktadır.

 Herhangi bir yasa, her şeyden önce, bir öncelikler-niyetler manzumesine yani bir politika metnine dayanmak zorundadır. İnsanı ve insan emeğini merkeze koyan, bir yandan madencilik faaliyetlerinde kamunun etkin gözetim ve denetimini sağlarken, diğer taraftan söz konusu faaliyetlerin çevre ve ekosistemlerin korunmasını da gözeten, temel olarak ekonomik kalkınmaya ve yoksulluğun azaltılarak gelir dağılımının düzeltilmesi hedeflerine yönlendirilen bir "ulusal madencilik politikası" Maden Kanunu‘nun temeli olmalıdır. Bu husus, gerek toplumun yararı gerekse madencilik sektörünün gelişimi bakımından son derece büyük önem taşımaktadır.

 Madenler, milyonlarca yılda oluşan, tüketildiğinde yenilenemeyen kaynaklardır. Bu nedenle  mutlaka etkin bir planlamayla  ülkenin ihtiyaçları göz önüne alınarak çevreye duyarlı bir şekilde ve kamu yararı öncelikli olarak üretilmelidir. Madencilik faaliyetlerinin kaynak kaybına yol açmadan, çevreyle barışık, akılcı ve ekonomik kurallara göre ve işçi sağlığı- iş güvenliği esasları çerçevesinde yürütülmesi ana hedef olmalıdır. Ancak, Maden Kanunu‘nda yapılan değişiklikler için ortaya konulan gerekçeler, ülkemizin ve madencilik sektörünün genel sorunlarını tam olarak kavramamış,  buna yönelik çözümler üretmeye yönelik hazırlanmamıştır. Piyasa ekonomisinin taleplerine göre düzenlenen yasanın  önceliklerinin bu doğrultuda olması  beklenmemelidir.

Genel olarak bakıldığında, ülkemiz madencilik sektörünün istenilen düzeyde gelişmemiş olmasının nedeni, yalnızca yürürlükte olan  Maden Kanunu değildir. Diğer pek çok alanda olduğu gibi, madencilik alanında da yol alamayışımızın belirgin nedenleri arasında; stratejik öngörüyle insan kaynakları planlamasını da göz önüne alan ulusal kalkınma modellerinin bir türlü geliştirilememesi, uluslararası finans kuruluşlarının güdümünde ekonomik ve sosyal politikaların uygulanması, özellikle son otuz yılda planlama düşüncesinin tamamen bir kenara bırakılması, ekonominin sanayileşme ve yatırım artışlarına dayalı dengeli bir yapıya kavuşturulamaması, sanayileşmenin olmazsa olmaz koşulu olan teknoloji üretimini sağlamak amacıyla geliştirilmesi ve uygulanması gereken ulusal bilim ve teknoloji politikalarımızın olmayışı, yönetsel yapılardaki verimsizlik, yolsuzluk ve yozlaşma bulunmaktadır.

Sorunların yanlış tespit edilmesinin, doğru olmayan çözüm arayışlarına ve dolayısıyla yeni sorunlara yol açması kaçınılmazdır. Bu hususların, yapılan yasa değişikliğinde de ihmal edilmesi gelecekte  yasanın  tartışılmasına devam edileceğini göstermektedir.

Kabul edilen yasa ile ilgili görüş ve önerilerimiz aşağıdadır:

1-  Madencilik sektörünün ülke kalkınmasındaki kritik önemi, fazla miktarda üretilerek yurt dışına hammadde olarak satılıp döviz elde edilmesinde değil, yerli sanayiye düşük maliyette ve kaliteli girdi sağlamasındadır. Bu çerçevede, madencilik sektörünün planlanmasında ülke sanayi sektörleri ile entegrasyon ön planda tutulmalıdır. Bu husus, yasada ihmal edilmiş ve yer almamıştır.

2- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı‘na bağlı Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘nün madencilik sektörünün gereksinimleri göz önüne alınarak  yetişmiş teknik elemanlarca güçlendirilmesine ve taşrada teşkilatlanmasına ilişkin olarak ciddi bir düzenleme yasada mevcut değildir. Yasal mevzuatın uygulanması ve uygulamaların denetlenmesi bakımından, mevcut yönetsel yapıların yetersizliğinden kaynaklanan sorunlar bulunmaktadır. Bu sorunların çözülmemesi, etkin kamu denetiminin sağlanmasındaki zaafiyetin devam etmesine neden olacaktır.

3-  Hammadde ihracatının engellenmesi  için gerekli  düzenlemeler yapılmamıştır.

4- Yeraltı  kömür ocakları başta olmak üzere sektördeki tüm kurum ve kuruluşların işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında ihtiyacı olan yatırımları yapabilmesi için gerekli teşviklere ilişkin herhangi bir düzenleme  yasada yer almamıştır.

5-  Arama döneminde ruhsat devrinin engellenmesi, ruhsat ticaretinin önüne geçecektir. Bu  konuda bir düzenleme yasada yer almamıştır.

6- Elinde çok sayıda ruhsat bulunduran, kişi ve kurumların engellenmesi ve bir an önce üretime yönelmeleri gerekçesiyle, ruhsat harç ve teminatlarının artırılması ilk anlamda olumlu görülmekle birlikte, sektörde tekelleşmeyi engelleyecek bir düzenleme yasada yer almamıştır.

7- Üretimin her aşamasında mühendis bulundurma zorunluluğu, önemli ve olumlu bir gelişmedir. Nezaretçi ücretinin ödenip ödenmediğinin kontrol edilmesi de yine olumlu bir gelişmedir. Ancak, denetim görevi yapan teknik nezaretçinin ücretini "sahasının nezaretini yaptığı ruhsat sahibinden alması" şeklindeki uygulama bir eksiklik olarak devam etmektedir.

8-  Meslek Odalarının, üyelerinin mesleki denetimini yapmasını sağlayacak düzenlemelerin eksikte olsa yasada yer alması olumludur.

9- Çevreye uyum teminatının yasaya  konulması olumlu bir gelişmedir. Bu sayede rehabilitasyon ve rekültivasyon çalışmaları daha sağlıklı yapılabilecektir.

Bu değerlendirmeler ışığında, Kanuna bağlı olarak bir tüzük hazırlanması uygulamada yaşanacak sorunları azaltacaktır. Çünkü; tüzük çıkarmak Danıştay onayına bağlı olup, olası hukuksal hataları baştan önleyebilecektir. Bunun sonucu olarak sektör yatırımcıları, hem zaman hem de kaynak kaybına uğramaktan kurtulacaktır.

En iyi yasa metni bile kötü uygulandığında büyük olumsuzluklara yol açabilmektedir. Bu çerçevede, söz konusu yasayla ilgili uygulama yönetmeliklerinin, kamu yararı öncelikli tutularak madencilik sektöründen ülkeye beklenilen en yüksek yararı elde etmek üzere, konuyla ilgili tüm tarafların katılımıyla hazırlanması uygun olacaktır.

Kamuoyunun bilgisine sunarız.  

TMMOB

MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI

YÖNETİM KURULU

15 Haziran 2010, Ankara

Okunma Sayısı: 2117
Yayın Tarihi: 15.06.2010