TMMOB Maden Mühendisleri Odası

ŞİLİ’DE MADENCİLER KADERLERİNE TERKEDİLMEDİ

Şili‘de Cerro San Jose bakır madeninde 5 Ağustos 2010 tarihinde meydana gelen göçük sonucu 33 madenci yerin 680 metre altında mahsur kalmıştır. Kazadan 17 gün sonra 12 cm. çapındaki sondaj kuyusu ile işçilere ulaşılarak sağ oldukları anlaşılmıştır. Bunun üzerine işçileri kurtarma çalışmaları  hızlandırılmıştır. Öncelikle mahsur kalan 33 maden emekçisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, sağ salim kurtulacaklarına inanıyoruz.

Yüzeyden 66 cm. çapında açılacak olan sondaj kuyusu içerisinden işçilerin dışarıya çıkarılması planlanmıştır. Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA) dahil pek çok kuruluşun teknik destek verdiği kurtarma çalışmaları devam etmekte, işçilerin fizik ve ruh sağlıklarının korunması için her türlü olanak kullanılmaktadır. Yaklaşık 4 ay süreceği anlaşılan kurtarma çalışmaları dünya kamuoyu tarafından ilgiyle takip edilmektedir.

Bilindiği üzere madencilik, tüm dünyada en zor ve en riskli sektörlerin başında gelmektedir. Bu mesleği yapacak olanların her yönü ile donanımlı, eğitimli ve deneyimli olmaları gerekmektedir. Ayrıca, çıkarılan yasa ve yönetmeliklerde alınacak önlemlerin net olarak belirlemesi, uygulanması ve denetim mekanizmalarının çalıştırılması çok önemlidir.

Ülkemizde son yıllarda özellikle yer altı işletmelerinde çok ölümlü iş kazaları yaşanmaktadır. 2010 yılı başından bugüne kadar  89 maden emekçisi  iş kazalarında yaşamını kaybetmiştir. Son maden kazalardan birisi de 17 Mayıs 2010 tarihinde Zonguldak-Karadon‘da yaşanmıştır. Bu kazada ikisi maden mühendisi olmak üzere toplam 30 maden emekçisi yaşamını yitirmiştir. Hayatını kaybeden 2 işçiye ise hala ulaşılamamıştır.

Şili‘deki kurtarma çalışmaları izlendiğinde, Karadon kazasında hayatını kaybeden iki işçiye hala ulaşılmamasının hiçbir mazereti olamaz. Başbakanın olay yerinde söylediği "Bakanlarıma talimat verdim. Yeraltındaki işçilere ulaşılmadan olay yerinden ayrılmayacaklar" sözünün boş olduğu da ortaya çıkmıştır. Bu gün her türlü teknolojik olanak mevcut iken hangi gerekçe olursa olsun  işçilere ulaşma çalışmasının gecikmesini anlamak   mümkün değildir. Bu durum ancak çalışanları sarf malzemesi gibi gören bir anlayışla açıklanabilir. 111 gündür olayın sonuçlandırılmaması ve Çin‘den kurtarma ekibi beklenmesi ülkemiz için ciddi bir itibar kaybıdır. Bu gelişmeler kamu vicdanını rahatsız etmekte ve ölen işçilerin yakınlarının acılarını daha da artırmaktadır. Yetkililer, kendilerini yeraltından hala çıkarılamayan işçi yakınlarının yerine koymalı, empati yapmalı, en kısa zamanda olayı sonuçlandırmalı, hukuki ve vicdani sorumluklarının gereğini yerine getirmelidirler. Şili‘de devletin en üst kademesinden başlayarak tüm kamuoyunun hassasiyet göstermesine karşın, ülkemizde kaza olduğunda ilgilenilmesi !! ama hemencecik unutularak bir sonraki kazaya kadar hatırlanılmaması tüm maden çalışanlarını incitmektedir. Çünkü  yerin metrelerce altındaki doğal kaynakları, ülkesinin kalkınması ve insanlığın refahı için yaşamlarını hiçe sayarak üreten madencilere toplumun vefa borcu  bulunmaktadır.

Şili‘deki kazada gözlemlenen bir konu da yeraltı ocaklarındaki "sığınma odalarının" önemidir. 33 işçinin hala sağ olmaları, bu odanın önemini göstermektedir. Ülkemizde birkaç maden ocağında bulunan bu uygulamanın çoğaltılması ve yasalarla düzenlenmesi gelecekte yaşanacak olası kazalarda madencilerin kurtarılması açısından hayati önemde olacaktır. Bu konudaki çalışmalar zaman geçirilmeden yapılmalıdır.

Bu  düşüncelerle Odamızın görüş ve önerilerini kamuoyuyla bir kez daha paylaşıyoruz:

- Kazaların oluşmasına neden olan etkenlerin; ilgili kurum ve kuruluşların koordinasyonu ile birlikte en kısa zamanda masaya yatırılması ve çözümlenebilmesi için acil olarak bir eylem planı hazırlanması gerekmektedir.

- Kazaların önlenebilmesi için bilimsel ve teknik yatırımların yanı sıra, örgütlenmenin ve sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılması, çalışma yaşamı ile birlikte çalışanların sosyal ve ekonomik yaşamlarının da iyileştirilmesi zorunludur.

- Kâr öncelikli çalışma anlayışı  bırakılmalıdır.

- Ucuz işgücüne dayalı ve örgütlenmeyi engelleyen çalışma anlayışı terk edilmelidir.

- İşçi sağlığı ve iş güvenliği yatırımları teşvik edilerek sektör desteklenmelidir.

- Yasal mevzuatlarda yapılacak düzenlemelerle denetim mekanizmaları güçlendirilmeli, ilgili meslek odalarının görüşleri dikkate alınmalıdır.

- Kömür sektörünün denetimi ayrı olarak planlanmalı ve özellikle yeraltı kömür ocaklarındaki denetimler mutlaka konusunda uzman elemanlar tarafından belirlenen periyotlarda  yapılmalıdır.

- Denetim konusunda madenciliğin yoğun olarak yapıldığı ülkelerin örnekleri incelenerek, ülkemize uygun olanlar hayata geçirilmelidir.

- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, denetim elemanı olarak yararlanacağı maden mühendisi kadrolarını artırarak proje ve saha denetimlerini yoğunlaştırmalıdır.

- Maden Mühendisleri Odası‘nın görevi ve yasal hakkı olan mesleki denetimin engellenerek üye denetimini yeterince yapamaması sorunların çözümünü zorlaştırmaktadır. Bu çerçevede gereken yasal düzenlemeler zaman geçirilmeden yapılmalıdır.

- Sektörün özelliği dikkate alınarak Maden İş Kanunu çıkarılmalıdır.

- Ulusal madencilik politikalarının oluşturulması için, Enerji ve Tabii Kaynaklar  Bakanlığı‘nın koordinatörlüğünde tüm sektör bileşenlerinin, meslek odalarının ve üniversitelerin katılacağı Madencilik Şurası toplanmalıdır.

- Madencilik Bakanlığı kurulmalı ve sektöre hak ettiği önem verilmelidir.

Yapılan bilimsel çalışmalar, iş kazalarının % 98‘inin önlenebilir kazalar olduğunu göstermektedir. Dileğimiz, gerekli önlemlerin alınması ve bundan sonra iş kazalarının olmamasıdır.

Şili‘deki maden kazasında göçük altında kalan madencilere tekrar geçmiş olsun dileklerimizle, kazalarda yaşamını yitiren tüm maden emekçilerini bir kez daha saygıyla anıyor, yakınlarına ve camiamıza  başsağlığı diliyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

  

TMMOB

MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI

YÖNETİM KURULU

6 Eylül  2010, Ankara

Okunma Sayısı: 2676
Yayın Tarihi: 06.09.2010